🧧 Türkiyenin En Iyi Burç Yorumcusu

Nk82W. arada sırada saçmalasa da -ki diğerleri de yapıyor- rahatlıkla söyleyebilirim ki sergen yalçın'dır. neticede söylenebilecek şeyler aşağı yukarı aynı ama sergen acayip keyifli anlatıyor, diğerlerinde o yok. öyle biri yoktur. artik ortamin vaziyetini. kesinlikle "mehmet demirkol"un sahibi olduğu ünvandır. arkasından "uğur meleke" mehmet demirkolbkz uğur meleke yorumcumudur bilmem amabkz zeki önder özenzira yorumculuk sadece kendi fikirlerini beyan etmek değildir. seni izleyen, dinleyen, okuyan kimselere de bir bakış açısı, yorum gücü kazandırmaktır. uğur meleke ve rıdvan dilmen'dir. sakin sakin ve oturaklı yorumlar yaparlar. maç öncesi bir doz uğur meleke alınız. ardından devre arası ve maç sonu rıdvan dilmen ile günü sonlandırınız. bkz metin tekin herkese, her takıma aynı yaklaşır. saygılı olduğu kadar adam kayırmaz. doğru tespitleride çoktur. en azından art niyet aranmaz söylediklerinde. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Haberler > 15 Maddeyle Türkiye'nin Akrep Burcu Olmasının Neredeyse Her Şeyin Cevabı Olması - 1445 Birçok kişinin 'ama burç ne ya' dediğini duyar gibiyiz. Fakat Türkiye'nin burcunun özelliklerini öğrenmekten kimseye zarar gelmez. Çok ilginç bir şekilde Türkiye, 12 burcun en belalılarından birine sahip. Hırsın, tutkunun, intikamın ve biraz da yalnızlığın burcu, akrep burcundan bahsediyoruz. Cumhuriyet'i 29 Ekim değil de, 15 Eylül'de filan ilan etselermiş her şey çok farklı olabilirmiş. Başak burcu olsa en azından çevre düzenlemesi ve gereksiz harcamalarla ilgili bambaşka bir ülke olabilirdik. Burada akrep burcunun tutkulu ve etkileyici insanlarını kesinlikle ayrı bir yere koyuyoruz. Sonuçta ülke bu, burcunun özellikleri hepimizin hayatını etkiliyor. 1. Akrep burcu uğurlu müzikleri marşlar ve canlı parçalardır. Türkiye'nin bir marşlar ve canlı parçalar ülkesi olmadığını söylemek haksızlık olur. Tam olarak da burcumuzun özelliği. 2. Bir akrep burcunun en büyük amacı zenginlik ve ferahlıktır. Ekonomiyi her zaman her şeyden üstün tutan eğilim, meğer ülkenin burcunun özelliğiymiş. Sonuçta halkımızın çoğu için ekonomik istikrar her şeyden önce geliyor. 3. Akrep burcunun düştüğü en büyük hata; Merhametsizlik. İnsani yönleri ağır bastığında çok da iyi birer insan olabilen akrep burçları tutkularına ve hırslarına yenik düştüklerinde, oldukça acımasız ve merhametsiz olabiliyorlar. 4. En iyi özelliği; Cömertlik Akrepler paylaşmaktan ve yardım etmekten inanılmaz bir haz alırlar. Cömertlik onların en güzel özelliğidir. 5. En büyük arsuzusu; Ömür Boyu Güven Akrepler güven ve istikrar için yanıp tutuşan burçlardır. Onlar için hayatta en önemli şey, her anlamda kendilerini güvenceye almaktır. Bu güven hem finansal hem de sosyal ilişkileri bazında edinilmelidir. Aksi durumda bu güveni sağlayana kadar rahata erişemezler. 6. Akrep burçları tutkuları ve istekleri olan bir burçtur. Akrep burçları uçlarda yaşarlar. Onlar için azla yetinmek yoktur. Onlar istediklerini elde etmek için ellerinden geleni yaparlar. Uçları sevdiklerinden hep sınırlarda dolaşırlar. Ortalarda olmak onlara göre değildir. 7. Akrepler kuşkucu olurlar ve kendilerinden başka kimseye kolay kolay güvenmezler. İnandıklarını sonuna kadar savunurlar. Genelde kişisel hareket ederler. Güvenmeleri yıllarını alır. 8. Akrepler kendi işlerini kendileri halletmekten hoşlanırlar. Birilerine iş konusunda bağımlı olmayı sevmezler. Fiziksel olarak da güçlü olan akrepler bu gücü kullanmaktan çekinmezler. Çalışkan ve hırslı olurlar. Ekip çalışmalarında biraz sıkıntılıdırlar. 9. 12 burç arasında akrep burcu kadar hem iyi, hem de kötü işler yapabilecek başka bir burç yoktur. Tam da bu sebepten dolayı, en iyiler de en kötüler de bu burçtan çıkar. Şimdi biraz geri çekilip ülkemize bir daha bakalım. Sizce de biraz örtüşmüyor mü? 10. Akrep burçları intikamcı olurlar. Kendilerine yapılanı asla unutmayan ve bu uğurda uğraş veren yegane burçtur. İntikamı için gerekirse dolambaçlı bir sürü plan da yapabilen akrep burcu, amacına ulaşmadan da rahat edecek gibi değildir. Bu intikamlar, bazen onun bir yerlere takılıp ilerlemesine engel olabilir. 11. Evlerinin tek yöneticisi olmak isterler, bunu sağlamak için ne gerekirse yaparlar. Hem yakınlarını hem arkadaşlarını yönetmeyi severler. Yönetimi kaybettiklerinde agresifleşirler. 12. Akrepler fikirlerini ifade ederken oldukça acımasız ve patavatsız olabilirler. Görüşlerini kabul ettirmek için çatışmaktan geri kalmazlar. Fikirlerini ifade ederken çok acımasız ve patavatsız konuştuklarından hemen düşman edinirler. Pek diplomasi bilmiyorlar, diyebiliriz. 13. Akrep’ler kendilerini çocuklarına adarlar. Fakat yetiştirme yöntemleri biraz serttir. Biraz sabit fikirli olduklarından, çocuklarının soru sormalarına pek izin vermezler. Gelenekçi oldukları söylenebilir. 14. Akrep burçları takıntılı olur. Takıntılarından kolay kolay vazgeçmezler. Akreplerin takıntılarının çoğu rekabet temellidir. Başkalarının sahip olduğu birçok şeye sahip olmak isterler. Yarışmak onların en büyük motivasyonlarından biridir. 15. Son olarak akrepler zayıf da olabilir güçlü de, her şey kendilerini doğru yönlendirmelerine bağlı. Zayıf akrepler zehirlerini içlerine akıtır, kendi kendilerinin yıkımına neden olurlar. İyi ve güçlü bir akrep ise gücünü olumlu yönde kullanarak insan sevgisi ile iyi bir önder olabilir. Akrep burcu için yazacaklarımız bu kadar. Memleket burcunu bilmenin kötü bir tarafı olamaz. türkiye akrep burcudur, yükseleni yengeçtir, ay burcu da 29 derece 53 dakikayla ikizlerdir neredeyse yengeç olmuş yani bkz bu adresten türkiyenin haritası konuyla ilgili astrolog barış ilhan'ın yazdığı güzel bir yazı vardırtürkiye’nin kimliği...akrep burcu, görünenin gerisindeki şeylere yönelen, derinliğin ve aşırılığın burcudur. duyguları ya sevgi, ya nefret, ya hep ya hiç gibi aşırı uçlardadır. ne zaman birisi ağzını açsa derhal düşen borsa kadar aşırısı var mı? güç ve iktidar akrep’in en önemli konularıdır. güçsüzlük ve acizlik en korktuğu şeyler olduğu için yaşam yolu bunları yaşayacağı deneyimlerle doludur. belirli döngülerle krizler çıkararak sürekli ölümü deneyimleyen akrep, küllerinden yeniden doğan zümrüd-ü anka kuşu gibidir. cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yaşadığımız idamlar, askeri darbeler, ekonomik krizler bunun tipik göstergeleridir. akrep’i doğduğu zaman dünyadan mutlu bir kabul görmediği için içi hasetle, çevresi düşmanlarla dolu yunanistan, arap dünyası, rusya, vb. bir insan gibi düşünebilirsiniz. ona göre sanki dünyada her şey bir köşede fırsatını bulduğu zaman onu yutmaya hazır bekliyor gibidir. bu durumda kontrolü ele alarak savunmaları güçlendirmek ordu beslemek, içeride ve dışarıda herkesi her an örgütlenerek kendisini yok edecek bir düşman gibi görmek, her darbeye karşı strateji taktik geliştirmek sürekli komplo teorileri üretmek, uyanıklık ederek gizlice başkalarının kaynaklarından faydalanmak örneğin türki cumhuriyetlerinde iş yapan uyanık işadamlarımız, bunları alamadığı zaman öldüğünü hissetmek akrep’in karanlık yönleridir. bu süreçte akrep çevresindekilerin isteklerini, amaçlarını hesaplamaya ve buna göre tavır almaya çalışırken, kendi olumsuz özelliklerini görmezden gelerek, kendisini saklayarak sürekli dışarıyı suçlar. aslında içinde derin bir yıkıcılık beslemektedir. sen beni öldürmeden ben seni öldüreyim’ dürtüsü, her koşulda güçlü olma ve kazanma arzusu başının belasıdır. ne zaman böyle bir dürtüyle harekete geçse kendi kendini sokarak öldürür. ne zaman dünyanın nihayet bizim önemimizi kavradığını düşünerek böbürlensek pabucumuz dama atılmıyor mu? şöyle düşünün diyelim ki avrupa birliğine girdik, sizce o gece bir birliğe katılmanın çoskusunu mu yaşarız, yoksa onlara geçirmiş’ olmanın coşkusunu mu? akrep’in en büyük problemlerinden biri işte bu güç savaşı yöneticisi olan pluto yeraltı dünyasının tanrısıdır. türkiye’ye baktığımızda yeraltını her yerde görebiliriz. açığa çıkartılmamış, bastırılıp üzeri örtülmüş, kapalı, gizli saklı her şey yeraltına aittir. bunlar arasında mafya, casusluk, rüşvet, seks ve uyuşturucu trafiğini sayabiliriz. tabii üzeri örtülmüş olan her şey mutlaka kötü değildir. yıllar önce toprak altına gömülmüş olan uygarlıkları barındırıyoruz. bu sayede bir turizm ülkesiyiz. topraklarımızın altı maden dolu. eğer bu madenleri borç para için bağışlamazsak, inşallah bunlardan biz para kazanacağız. bir zamanlar ipek yolu üzerinde bulunan topraklarımız artık uyuşturucu trafiğinin neredeyse merkezi durumunda. akrep burcunun simgelediği mevsim, doğanın dış kabuğunun çürüyerek yeraltında humusu oluşturduğu mevsimdir. bu çürümüşlüğü her yerde en sevilmeyen burcun akrep olduğunu biliyor musunuz? insanoğlu karakter özelliklerini iyi ve kötü diye ikiye ayırıp, iyileri kendisi taşırken, kötüleri başkalarına yüklemek alışkanlığında olduğu için, içinde bastırdığı bu kötü özellikleri dışarıda görmekten pek hoşlanmaz. yani trafik polisine rüşvet verip 26 milyon ceza ödemedi diye arkadaşımıza enayi derken bir bankanın paralarını cebine atanları sevmeyiz. veya herhangi bir iş için rüşvet alırken, bizden fazla rüşvet alanları ülkeyi mahvetmekle suçlarız. kızılderili bir reise iyiyle kötü nedir diye sormuşlar. demiş ki sen benim karımı alırsan kötüdür, ben senin karını alırsam durumdaki tabloya baktığımızda türkiye, ne olduğu pek bilinmeyen, yeraltında kalmış olumlu kaynaklarını kullanmak yerine, yukarıda sayılan özelliklerini ortalıklarda sergileyerek tüm dünyaya ben aslında önemli ve güçlüyüm. beni mutlaka onaylamanız gerekir’ mesajı vermeye çalışan bir şaşkın görünümündedir. tabii bunlara bir de yükselen burcu olan yengeç’ten gelen misafirperverliğini eklemek zorundayız. bir anne gibi diğer insanların beslenmesi, barınması ve büyütülmesiyle ilgili olan yengeç burcu ülkemizde evinde güzel ağırlama özelliği ve yemekleri ile kendisini akrep burcu gerçekten bu kadar lanetlenmiş bir burç mudur? ve yengeç burcu sadece yemek yapıp, misafir mi ağırlayacaktır? türkiye’nin yeraltında, perde arkasında ve evinin mutfağında ne işi var?eğer durum eskisi gibi sürüp gitseydi bir sorun yoktu. kapalı kapılar ardında gül gibi geçinip gidiyor, yiyip içiyorduk. ancak doğada işler böyle yürümüyor. her şeyin bir ömrü var. ve türkiye için bir kez daha ölümü deneyimleme ve yeniden doğma zamanı geldi. yeniden doğarken artık akrep’in ve yengeç’in olumlu özelliklerini kullanmaya başlamak akrep’in karanlık yönlerine bakarsanız genellikle yıkıcılığa ve bölmeye yönelik olduğunu görürsünüz. biz ve onlar, iyiler ve kötüler. sanki bir savaş veya maç gibi. oysa iyi de biziz, kötü de… akrep’in en olumlu özelliği kaynaştırmak, bütünleştirmek ve iyileştirmektir. yengeç de destekleyici ve büyütücüdür. bu iki burç da kişinin iç dünyasına yönelmesini simgeleyen burçlardır. bunlar asıl zenginliği, değer ve önem duygusunu içlerinde bulmak zorundadırlar. dış dünya ile ilgileri sadece içlerinde bulduklarını dışarıya sergilemek boyutundadır. dolayısıyla bu özelliklere sahip olanların başkalarından onaylanma ve önemsenme istemeleri beyhudedir. bu tavrı sürdürdükleri sürece sürekli dikkat çekmek için tepinen ve tutturan çocuklara benzerler. türkiye’nin önünde uzanan yol kendi kendisini beslemek, büyütmek, ancak kendi kaynakları yetersiz kaldığında başkalarından kaynak talep etmek yoludur. paylaşmak kuşkusuz önemlidir, ancak önce kendi kaynaklarını canlandırmak zorunludur. "ben şunu yapmak istiyorum, bunun için ben de şunlar var, geri kalanını sen verebilir misin?" diyebilmek gerekir. türkiye şu anda "bende hiçbir şey yok, hepsini sen ver" diyen bir ülke konumunda olduğuna göre yanlış yoldadır. devlet bir şeyler yapsın, geçinemiyoruz diyen ailelerin çoğunda fertlerin önemli bir kısmı çalışmamaktadır. artık kendini büyüterek bağımsızlığını kazanmış bir yetişkin olduğunda türkiye dünyada iyileştirici, bütünleştirici, besleyici özellikleriyle bir kartal gibi göklerde süzülen ve çevresindeki kollayan bir ebeveyn figürü olmaya adaydır. ancak önce içeride bunları yapmak gerekiyor. bu da devletin işi olduğu kadar bizim de işimiz. günlük hayatta her şeye ve herkese karşı bütünleştirici ve destekleyici olmamız, sürekli şikayeti ve eleştiriyi bir kenara bırakmamız türkiye için gerçekten çok önemlidir. türkiye tüm dünyaya eşitlik, kardeşlik ve özgürlük mesajı vermesi gereken bir ülkedir. bunun için bu özellikleri önce kendi içinde geliştirmesi gerekir. asıl bağımsızlık herkesin olduğu gibi olmasına izin verebilmektir. bu çerçeveden baktığımızda ülkemizde gerçekten bağımsızlık yoktur. türkiye’de mahkemelerin dışında çok güçlü bir yargı mekanizması vardır. bilmek çok ön plana alınmıştır. herkes neyin nasıl olması gerektiğini çok iyi bildiğini düşünerek konuşmaktadır. oysa aslında türkiye aklına fazla güvenmemektedir. kendine uymayan hazır reçeteleri kendine uyduruverir. aslına bakarsanız aklına fazla güvenmemek iyidir. bu özelliğin amacı bilgeliktir, hoşgörüdür. ancak eskiden bu topraklarda yaşayan bu bilgelik henüz ülkemizde görülmemektedir. bu güvensizlikle her kafadan bir ses çıkarken iyice karmaşaya sürüklenilmekte, sonra da pür dikkat düşünenlerin düşünceleri’ dinlenmektedir. bu karmaşa içinde her şey bir mantık zincirine oturtulmaya çalışılırken içten gelen asıl bilgi ile temas kesilmektedir. bu tabloda kendine özgü, farklı düşünceleri ifade etmek neredeyse olanaksız durumdadır. hangi grup içinde yer alınıyorsa sürekli onu savunmak adeta zorunludur. özgürlük yanlısı gruplarda da durum farklı değildir. değişik bir şey yapan, farklı bir ses çıkaran birisi derhal yargılanarak mahkum edilmekte, bunun ses getirebilmesi için birileri tarafından onaylanması beklenmektedir. avrupa, amerika veya bir bilim adamı söylediğine göre doğrudur mantığı. ortalıkta şiddetli bir fanatizm hüküm sürmektedir. oysa türkiye sanılanın aksine fanatik bir ülke değildir. özünde bağrında her türlü düşünceyi ve davranışı besleyebilecek özelliklere sahip hoşgörülü bir ülkedir. ancak saygın olma, sözünün dinlenmesi arzusu herkesi fildişi kulesine taşımıştır. ortalık uygulamadan yoksun, sadece kendisinin haklı olduğunu savunan düşünceler karmaşası ile doludur. bu durumda yapılması gereken artık susmak, hem kendi içini hem karşıdakini dinlemek, bunları anlamaya çalışmak ve yapıcı düşünceleri hayata geçirmeye çalışmaktır. kitlelere söz hakkı tanımadığı için devleti suçlamak beyhudedir. çünkü devletin simgelediği şey aslında günlük yaşamda birbirimize yaptıklarımızdan farklı değildir. bu süreç evimizde çocuklara söz hakkı vermemekten başlamakta, işyerinde fikrimizin alınması için müdürlüğe terfi etmemize kadar sürmektedir. ülkemizde en sık duyulan cümlelerden biri "sen sus bakalım, bacak kadar boyunla bana akıl mı vereceksin"dir. konuşmak için boyumuzu uzatmak veya dinlemek için uzun boylu birini aramak zorunda kalmadığımız zaman devlet de bize söz hakkı verecektir. sıra ancak ondan sonra dünyanın bizi dinlemesine aslında çok barışçı bir ülkedir. gönlünde yatan paylaşmak, birlikte hareket etmek, herkesin bakış açısını anlamaya çalışmaktır. ancak akrep’in yıkıcı yönleri ile özellikle canını yakabilecek kadar özel konularda örneğin ermeni meselesi güç savaşlarına girerek, tamamen kazanmaya odaklanarak kendi yenilgisini hazırlamaktadır. mutlak yenilgiye dönüşen, ne pahasına olursa olsun kazanma dürtüsü bastırmaya çalıştığı geçmişinden kaynaklanmaktadır. türkiye’nin algılamasına göre geçmiş korkutucu, gelecek ise umut doludur. geçmişe hiç bakmamak, sürekli geleceği hayal etmek bugünün gerçeklerinin ihmal edilmesini doğurmaktadır. sürekli bastırılmaya çalışılan geçmiş türkiye’nin sorunlarının yanısıra tüm yaratıcı ve üretken kaynaklarını da içinde barındıran bir geçmiştir. gelecek ise, türkiye şimdi çalışmaya başlamadıkça, asla gelmeyecektir. ülkemizde pembe gözlükler ardında kurulan hayallere tanrı’ya dua ederek ulaşılmak istenmektedir. falcıların, büyücülerin önündeki kuyrukları bir düşünün. öte yandan tanrı da artık türkiye’nin biraz çalışmaya başlamasını, kendi yaşamının sorumluluğunu üstlenmesini asla klasik anlamda dindar bir ülke değildir. inançlıdır ama dindar değildir. inancı hepimizin bu dünyada bir gemide bulunduğumuzu ve buradaki düzenin evrene hakim daha büyük bir düzenin parçası olduğunu kavrayan bir inançtır. türkiye’nin inancı doğaya dayalıdır. dolayısıyla doğadaki düzen, doğanın ritmi ve enerjileri türkiye insanı için önemlidir. bu ülkenin yaratıcılığının kaynağı doğadır. türkiye’nin doğayla uyum içinde toprağa kök salması doğum haritasında su elementi güçlüdür. su arıtıcı ve iyileştirici özelliği ile kullanıldığında iyidir. aksi takdirde bir sel gibi taşkın duygular bizi boğabilir. kendine acımak, bir kurban gibi hissederek sürekli şikayet etmek veya tanrı’dan bir kurtarıcı yeni bir atatürk beklemek en olumsuz özellikleridir. öte yandan toprak elementi güçsüzdür. bu da maddi dünyada barınabilmenin gereklerinin ihmal edilmesinin ve ihmal edilen gerçeklerin talepleri yüzüne çarpmaya başlayana kadar "büyümeyi" reddetmesinin göstergesidir. maddi dünyayla ve gerçekliğin fiziksel boyutuyla temassızlık desteksiz ve köksüz hissedilmesine neden olur. bu durumda gerçekliğin bir başka boyutu –hayalgücü ve ruhsallık- devreye girer. bu hayaller ve ruhsallık, olumsuz biçimde kullanılmadıkça, kişinin ruhsal anlamda ve yaratıcı çabalarında hiçbir sınır tanımayacağını gösterir. bunun sonucu verimli hayalgücü ve yaratıcılığı çok güçlü olan bir ülkedir. arabası dağın başında kaldığında çevreden uydurduklarıyla onu tamir edebilenler bu ülkenin insanlarıdır. aslında herşeyi birbiriye uydurma, bir yolunu bulma bizim en önemli özelliğimizdir. gerçi şimdiye kadar bu özelliği birşey yaratmak yerine cebimizi doldurmak için kullanma nedeniyle bir faydasını göremedik, ancak bundan sonra artık yaratmak zorundayız. daha önce düşünülmemiş şeyleri düşünmekte, buluşta üstümüze yok. ayrıca bunları en son teknolojileri kullanarak yapma gücüne sahibiz. bu anlamda dünyanın iletişim, bilişim ve yazılım merkezi olmamızın önünde engel olarak sadece kendimiz en güçlü olduğu konular kendi yaratıcılığını ve kaynaklarını öne çıkardığı konulardır. bunlar arasında iletişim, bilgisayar, moda, yemek, spor, turizm, tarih, felsefe, edebiyat, tarım, madenler, hayvancılık, her türlü elsanatları, her türlü üretim, her alanda yenilikler sayılabilir. ancak ilerleme yolunda türkiye’nin zenginleşme gibi, para gibi maddi hedefleri bir kenara bırakması gerekir. türkiye için asıl önemli olan değerler ruhsal değerlerdir. kalbine, ruhuna, içindeki çekirdeğe ve ateşe ulaşamayan her türlü hedef için çaba göstermek beyhudedir. türkiye ancak değerlerini bu şekilde belirledikten sonra istikrarlı bir ekonomiye kavuşabilir. bu da para için ruhunu satmamak demektir. türkiye’nin maddi ve manevi anlamda güvenliğe ulaşmasının yolu üzerinde yaşadığı toprağı, geçmişini, köklerini ve kalbini onurlandırması, bu toprakları geçici olarak görmemesi, buraya kök salması, dolayısıyla beslemesidir. artık benden sonra tufan diyen göçebe zihniyetinin bırakılması güçlü olduğu noktalardan biri de tarafsızlık, arabuluculuk ve ikna yeteneğidir. türkiye her anlamda karizmaya sahip, dikkatleri hemen üzerine çeken bir ülkedir. ancak bunu sırf önemsenmek, başkalarını kandırmak veya yönetmek ve kendine bağımlı kılmak için yapması ölümüne neden olur. bu özelliklerini her türlü çıkardan uzak kullanması gerekir. yani türkiye öncelikle kendi iç dünyasıyla ilgilenmeli, kendisini büyütmelidir. bu arada dünyadaki konularda da tarafsızlığını ve arabuluculuğu sürdürmelidir. uyanıklık dürtüsüyle birilerinin yanında yer almasının sonu hüsrandır. türkiye’nin dünyadaki işi hepimizin bir bütünü oluşturan parçalar olduğumuzu, ancak bunun da tek tek kendi özelliklerimizi ve bağımsızlığımızı koruyarak yapılabileceğini göstermektir. bu amaçla kullanabileceğimiz en önemli silahlarımız da sinema, edebiyat, müzik ve gösteri sanatlarıdır...kaynak bkz HomeGünlük Burç YorumlarıKategori Günlük Burç YorumlarıTürkiye’nin en iyi astroloji uzmanlarının günlük burç yorumları konulu yazılarıdır. Hemen GÜNLÜK BURÇ YORUMLARI yazılarımızı okuyabilirsiniz.

türkiyenin en iyi burç yorumcusu