🦝 Iyi Niyetli Olmak Ile Ilgili Ayetler

AllahO'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz. (RA'D/2) YineBayan Mediha nın tüm yaşamında ki en iyi ve en favori öğretmen olduğunu yazmıştı. Sonra dört yıl daha geçti ve başka bir mektup geldi. Bu kez fakülte diplomasını aldıktan sonra, biraz daha ilerlemeye karar verdiğini açıklıyordu. Mektup onun hala karşılaştığı en iyi ve en favori öğretmen olduğunu açıklıyordu. Çoğuâhirete intikal ettikleri ve orada yaptıklarının hesabını vermekte oldukları için isim vermeden bikaç misal ile yetineceğim: İyi niyetli ama kalkıştığı iş için yetersiz bir doktor (bunu kendisi de söylüyor; s. 11), Hoca'nın mirac hakkındaki anlayış ve yorumunu reddeden bir kitap yazıyor (Mirac ve Hamidullah, İst Resimli Dualar Ayetler Hadisler Guzel Sozler. 444 Populer Hadisler Goruntusu Allah Islam Tintin Ve Allah. Ayet Hadis Anlamli Sozler Islami Islami Resimler. Ovunmek Ile Ilgili Ayetler Ve Hadisler Guzel Sozler. Kur An Da Adalet Ayetleri Ve Adalet Uzerine Hadis I Serifler. Nazar duaları olarak da bilinen bu ayetler ile sureler, okunduktan sonra nazar değen kişinin üzerinde adeta bir kalkan oluşturur. Nazara karşı okunacak Nazar Duası Türkçe okunuşu İslamın “Besmele” ile işe başlanmasını emretmesinin büyük hikmetleri vardır. Düşün ve anla! Süleyman Çelebi, “Allah adın zikredelim evvela / Vacip oldur cümle işte her kula” demek suretiyle Allah’ın adının her an zikredilmesinin gerekliliğini ifade eder. “Besmele”deki nükte; tabiatta ne varsa bütün Kuran’ı, ön yargısız, içten istekli ve iyi niyetli olarak oku. Müddessir-55 ve Zumer-23. Kur’an okumaya, “Rabbim, Kur’an’a çalışmaya başlayışım ve ayrılırkenki . anlayışlarımı doğru ve tutarlı kıl. Katından beni güçlü kılacak bir destek ver” duasını okuyarak başla. İsra-80. Kur’an okumaya o4sTfO. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ayt konu anlatımı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi tyt konu anlatımı , Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Vahiy Ve Akıl hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz.. Vahiy Ve Akıl İslam Dinin Temel Kaynağı Kur’an-ı Kerim’in Tarihi Kur’an ile İlgili Bazı Kavramlar Kur’an’ın Temel Amaçları Kur’an-ı Kerim’i Okumak İslam Dinin Temel Kaynağı İslam dinini dört temel kaynağı vardır. Bunlar; – Kuran-ı Kerim – Sünnet – Cima – Kıyas Kuran-ı Kerim İslam dininin en temel kaynağı Kuran-ı Kerim’dir. Allah’ın, Cebrail aracılığıyla son peygamber olan Hz. Muhammed Mustafa gönderdiği kutsal kitaptır. Sünnet Hz. Muhammed Mustafa yaptığı davranışlar ve söylediği sözler dinimizde sünnet olarak bilinmektedir. İslam dininin Kuran-ı Kerim’den sonra gelen temel kaynağı Hz. Muhammed sünnetidir. İcma İslam dininin bir diğer temel kaynağı da icmadır. Kelime anlamı olarak aynı kararda bulunmak anlamına gelmektedir. Belirli dönemde yaşamış olan din alimlerinin, belirli konular hakkında tek bir ortak karara varması temeline dayanmaktadır. Kıyas Kelime anlamı iki şeyi bir biriyle ölçmek olan kıyas, bir diğer temel kaynaktır. Genellikle hüküm verilirken kıyas kaynağı esas alınır. Şerri bir olayda verilen karar, benzer diğer şerri olaylar için de geçerlidir. Kur’an-ı Kerim’in Tarihi Kur’an-ı Kerim, miladi 610 yılının Ramazan ayında Kadir Gecesi’nde indirilmeye başlandı. Yüce Allah bu durumu ’Biz Kur’an’ı Kadir Gecesi’nde indirdik.’’ Kadir suresi, 1. ayet. şeklinde belirtmektedir. Hz. Muhammed’e vahyedilen ilk ayetler Alak suresinin ilk beş ayetidir. Yüce Allah bu ayetlerde’Yaratan Rabb’inin adıyla oku! O, insanı aşılanmış bir yumurtadan embriyo yarattı. Oku, senin Rabb’in kerem sahibidir. O, kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediğini öğretendir.’’ Alak suresi 1-5. ayetler. buyurmuştur. İlk inen ayetlerin ardından vahiy, Hz. Peygamber’e olaylar ve ihtiyaçlar karşısında parça parça inmeye devam etmiştir. Kur’an’ın ayet ayet veya sure sure indirilme sebeplerinden biri vahyin Allah tarafından Hz. Muhammed’in kalbine iyice yerleştirilmesidir. Bu durum, Yüce Allah tarafından “İnkâr edenler, Kur’an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?’ dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık parça parça indirdik ve onu tane tane okuduk.” Furkân suresi 32. ayet. ayetiyle dile getirilmiştir. Hz. Peygamber kendisine gelen vahiyleri Allah’ın emrettiği şekilde Şuarâ suresi, 214. ayet. öncelikle en yakınlarından başlayarak insanlara tebliğ etmiş, aynı zamanda vahiy katiplerine yazdırmıştı. Böylece vahiyler iner inmez ezberlenmiş, yazıya geçirilerek de muhafaza edilmişti. Hz. Peygamber tarafından vahyi yazmakla görevlendirilen kimselere vahiy katipleri denildi. Vahiy katipleri, o günün şartlarında yazmaya elverişli malzemelere vahiyleri yazar ve Hz. Peygamber’e kontrol ettirirdi. Kur’an ayetlerinin indirilişi,Hz. Peygamber’in vefatına kadar sürmüş ve 23 yılda tamamlanmıştır. Cebrail bu süre zarfında her yıl Ramazan ayında Kur’an’ın o tarihe kadar indirilmiş ayetlerini Hz. Peygamber’e okumuş, Hz. Peygamber de okunanları takip etmiş ve tekrarlamıştır. Kur’an’ın indirilişi Hz. Peygamber’in vefatına kadar devam ettiği için Hz. Peygamber’in sağlığında kitap hâline getirilmemiştir. Kur’an, Hz. Peygamber’in risaleti süresince mevcut düzene göre bir araya getirilerek kitap şeklini almamıştı. Bunun en temel sebebi, Hz. Peygamber’in hayatta olması ve vahyin ne zaman sona ereceğinin bilinememesiydi. Hz. Peygamber’in vefatından bir süre önce Cebrail’le yapılan son okumada ayetlerin sırası belirli hâle gelmiş ve bu şekilde sahabe tarafından ezberlenmişti. Fakat Bir’î Maûne Faciası ve Yemâme Savaşı gibi olaylarda Kur’an’ı iyi bilen sahabilerin şehit olması, Hz. Ömer’i telaşlandırarak harekete geçirmişti. Bu olaylar sebebiyle Hz. Ömer dönemin halifesi Hz. Ebu Bekir’e Kur’an ayetlerinin bir araya getirilmesi teklifinde bulundu. Bir müddet konu üzerinde istişare eden Hz. Ebu Bekir bu görevi sahabeden Zeyd bin Sabit’e teklif etmiş ve ondan bu iş için bir heyet kurmasını istemişti. Zeyd bin Sabit başkanlığında toplanan ve aralarında Hz. Ali’nin de bulunduğu heyet, Kur’an ayetlerini iki kapak arasına toplayarak bir kitap haline getirmişti. Mushaf adı verilen kitap hâlindeki Kur’an-ı Kerim, Hz. Ebu Bekir’e teslim edilmişti. Mushaf, Hz. Ebu Bekir’in vefatından sonra Hz. Ömer’e onun vefat etmesi üzerine de kızı Hz. Hafsa’ya intikal etmiştir. Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın halifelikleri döneminde fetihlerle İslam coğrafyası geniş sınırlara ulaştı. Fethedilen topraklarda yaşayan farklı milletler İslamiyet’i kabul ederek Kur’an’la tanıştı. Zeyd bin Sabit’in başkanlığında Kur’an-ı Kerim’i çoğaltma işiyle görevlendirilen heyet, ayetlerin yazımını tamamlayıp Kur’an’ı yedi nüsha hâlinde çoğalttı. Çoğaltılan nüshalar Mekke, Kûfe, Basra, Şam, Yemen, Bahreyn ve Medine’ye birer rehber okuyucuyla gönderildi. Abdülhamit Birışık, İslam’a Giriş Gençliğin İslam Bilgisi, DİB Yayınları, s. 113. Kur’an ile İlgili Bazı Kavramlar İç düzen ile ilgili kavramlar Ayet Kanıt, işaret, anlamlarına gelir. Sureleri oluşturan bir veya bir kaç cümleden oluşan bölümlere denir. Bir sayfadan oluşan ayetler olabildiği gibi tek bir harften oluşan ayetler de vardır. Kur’ân-ı Kerim’de toplam 6236 ayet bulunmaktadır. Sure Kur’ân-ı Kerim’in değişik sayıdaki ayetlerinden oluşan bölümlerine sure denir. Kur’ân-ı Kerim’de toplam 114 sure bulunmaktadır. En kısa sure üç ayetten oluşan Kevser suresi, en uzunu sure ise 286 ayetten oluşan Bakara suresidir. Mushaf sırasında ilk sure Fatiha, son sure ise Nas suresidir. Tevbe suresi dışındaki her bir sure başında Besmele bulunmaktadır. Mekke’de indirilen surelere ’Mekkî’, Medine’de indirilenlere ise ’Medenî’ sure denir. Cüz Kur’an’ın her yirmi sayfasına bir ’cüz’ denilmektedir ve Kur’ân-ı Kerim’de toplam 30 cüz bulunmaktadır. Hizb Bir cüzün beş sahifelik bölümlerine verilen addır. Mushaf İki kapak arasına toplanmış sayfalar demektir. Kur’ân-ı Kerim’in isimlerinden biridir. Okunması ile ilgili kavramlar Tecvit tecvîd Kur’ân-ı Kerim’i en güzel bir biçimde okumakla ilgili kurallar bütününe denir. Tecvit başlı başına bir ilim haline gelmiştir. Bu ilmin amacı, Kur’an’ı en güzel şekilde okumayı sağlamaktır. Mukabele Karşılıklı okumak anlamına gelir. İlk mukabele Peygamberimiz ile Cebrail arasında gerçekleşmiştir. Efendimiz ile Cebrail her yıl Ramazan ayında, o zamana kadar inmiş bulunan Kur’ân-ı Kerim ayetlerini karşılıklı okurlardı. Hatim Kur’ân-ı Kerim’i metinden veya ezberden baştan sona okumaktır. Hafızlık Kur’ân-ı Kerim’in bütün ayetlerini ezberlemektir. Kur’an’ı ezbere bilen kimselere ’hâfız’ denir. Kur’an ayetlerinin ilk indiği günden bu yana her devirde Kur’an’ı ezberleyenler daima var olmuştur. Böylece onun unutulup kaybolmasının önüne geçilmiştir. Anlaşılması ile ilgili kavramlar Meal Meal Kur’an ayetlerinin anlamını aslıyla aynı değil, fakat aslına yakın olarak ifade etmektir. Kur’ân-ı Kerim’in aslıyla aynısını başka bir dile bütün dilsel özellikleriyle çevirmeye tercüme denir ki, Kur’an’ın tercümesi mümkün değildir. Bu yüzden Kur’an tercümesi çalışmalarına meal denir. Tefsir Bir manayı açığa çıkarmak, bir şeyi yorumlamak demek olup terim olarak ise; Sahasında ehliyet ve liyakat sahibi alimlerin Kur’ân-ı Kerim’i açıklanması ve yorumlanmasıdır. Tefsir ilmiyle iştigal eden uzmanlara ise Müfessir denir Kur’an’ın Temel Amaçları Allah, Kur’an-ı Kerim’i tüm insanlığa rehber olsun diye göndermiştir. Onun temel amaçlarını şöyle sıralayabiliriz – İnsanların ve diğer varlıkların yaratıcısının Allah olduğunu bildirmek, – İnsanların varlıklar içinde seçkin bir yerinin olduğunu ve sorumluluklarının bulunduğunu bildirmek, – İnsanların davranışları, işleri ve sorumlulukları hakkında yönlendirici bilgiler vermek, – İnsanların yaptıklarından ve yapması gerekirken terk ettiklerinden dolayı sorumlu olduklarını ve bunların hesabını vereceğini bildirmek, Kuran-ı Kerim’in, ondan önceki kutsal kitapların, bütün peygamberlerin gönderiliş amaçlan işte bu dört maddeden ibarettir. Özetle görürüz ki doğru bilgi, doğru inanç ve doğru davranış ön plana çıkmaktadır. Doğru Bilgi Kur’an-ı Kerim söz konusu olduğunda doğru bilgi’yle daha çok hikmet’ kavramını anlıyoruz. Hikmet, yargı ve kararlarda isabetli olmak, amacı doğru kavramak, doğru hareket etmek gibi anlamları içine almaktadır. Yüce Allah, doğru bilginin Kur’an-ı Kerim’de olduğunu bildiriyor ve diğer peygamberlerin, onların toplumlarının yaşadıkları olayları kanıt olarak gösteriyor. “Tarih boyunca sürekli tekrarlanıp duran gerçekler’ görün” diyor. Diyebiliriz ki, Kur’an-ı Kerim’in doğru bilgisi öncelikle inançlar konusundadır. İkinci olarak, Kur’an’ın doğru bilgisi insan davranışları, işleri ve uygulamaları konusundadır. İnsanların ortak arayışlarından biri de düzgün davranış ve adil uygulamaların nasıl olacağıdır, insanların üzerinde bir güç, her şeyin hakimi olan Allah, bu konuda da en doğru bilgiyi peygamberi aracılığıyla bildirmiştir. insanların ortak meraklarından biri de ölüm ve sonrasıdır. Ölen kişiye ne olmaktadır? Sanki hiç doğmamış gibi silinip gitmekte midir? Yoksa gerçek varlığı olan benliği boyut mu değiştirmektedir? işte Kuranıkerim bu konuda da doğru bilgiyi vermekte, insan ruhunun kıyamet gününe kadar bekletileceğini, kıyamet günü hesaba çekilmek üzere yeniden hayat bulacağını, hesabına göre mutlu veya mutsuz olacağını bildirmektedir. Kur’an-ı Kerim’in temel amaçları içinde, insanlara bilimsel bilgi vermek yer almaz. Bununla birlikte o, bazı fiziksel, biyolojik, kozmik ve sosyolojik gerçekleri, kendi doğrularına kanıt olarak gösterir. Doğru İnanç İnanç, fert ve toplum hayatında temel belirleyici unsurlardan biridir. Yüce Allah doğru inancı elçileri aracılığıyla insanlara iletmiş ve onların neye, nasıl inanmaları gerektiğini Kur’an’da öğretmiştir. Doğru inanç doğru bir din anlayışının da kaynağıdır. Doğru inancın temeli kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve salih ameldir. Kur’an çevrenin etkisiyle oluşan taklidi bir inancı doğru inanç’ için yeterli görmez. Birçok ayette insandan yaşadığı evrendeki düzen üzerinde düşünerek yaratıcıya olan inancını güçlendirmesi istenir. Yani insanın taklidi inançtan tahkiki inanca çıkmasını ister. Kur’an’ı Kerim’in getirdiği inanç sisteminin temeli tevhiddir. Tevhidin zıddı şirktir. Şirk, herhangi bir şeyi, ilahlaştırıp Allah’a eş koşmaktır. Yüce Allah gönderdiği tüm kutsal kitaplarda doğru inanç olarak insanları tevhid inancına davet etmiştir. Doğru Davranış Doğru davranış, doğru bilgi ve doğru inancın bin sonucudur. Çünkü bir şeyin temel ilkeleri doğru ise, sonuçları da doğru olur. Doğru davranabilmek için doğru bir inanç ve doğru bir bilgiye sahip olmalıyız. Kur’an-ı Kerim bu nedenle iman etme ilkesinin peşinden de salih amel’i zikreder. Salih amel demek, “Allah’ın hoşnut olduğu, insanların yararına olan, insana sevap kazandıran her türlü iyi, güzel ve yararlı iş yapmak” demektir. Kur’an-ı Kerim, insana verdiği öğütlerle onu doğruya ve iyiye yönlendirir. Allah, insanların mutlaka salih amel işlemelerini emreder. Çünkü insanlardaki inanç, ancak bu sayede kendini gösterir. Tabiri caizse doğru davranış ve doğru eylem, doğru inanç ve bilginin bir tür göstergesidir. Kur’an-ı Kerim’i Okumak Kur’an’ı Yüzünden Okumak Kur’an okurken uyulması tavsiye edilen bazı davranışlar; – Kur’an’ın bizzat kendisine hitap ettiği bilinciyle okumak, – Okumaya euzu besmele ile başlamak, – Mümkünse abdestli olmak, – Secde ayetleri geldiğinde secde etmek, – Okunuş kurallarına uymak, – Okuduğunu düşünmek ve anlamaya çalışmaktır. Kur’an’ın Mealini Okumak Meal sözlükte; anlam, mefhum, sonuç’ gibi anlamlara gelir. Kavram olarak Kur’an’ın kısa açıklamalarla birlikte bir başka dile tercüme edilmesidir. Meal okumanın amacı ilahi mesajları anlamaktır. Kur’an’ın başka dillere çevirisine tercüme’ değil meal’ denmiştir. Çünkü meal Kur’an’ın kendisi değil, çevirenin Kur’an’dan anladığıdır. Kur’an’ı Anlamada ve Yorumlamada Temel İlkeler Kur’an, insanın anlayabileceği açıklıkta bir kitaptır. Çünkü onda şüphe, eğrilik ve çelişki yoktur. Muhkem ayetler Her insan tarafından okunduğunda anlaşılabilecek şekilde anlamları açık olan ayetlere denir. Müteşabih ayetler Yoruma açık ve mecaz anlamlar taşıyan ayetlere denir. Kur’an’ı doğru anlayıp yorumlamak için dikkat edilmesi gereken hususlar – Kur’an’da kıssalardan doğru dersler çıkarmak için Kur’an öncesi tarihi dönemlerle ilgili doğru bilgilere sahip olunmalıdır. – Kur’an’ı anlamaya çalışırken öncelikle Hz. Peygamber’in açıklamasına ya da uygulamasına yani sünnetine başvurmak gerekir. – Kur’an her çağa hitap eder. Ancak bazı ayetlerin tam anlaşılması için nüzül, yani indiriliş ortamının da bilinmesi gerekir. – Kur’an ayetlerini tefsir eden kimselerin temel İslam bilimlerini bilmesi gerekir. – Aynı konu ile ilgili ayetleri bir bütün olarak değerlendirerek ele almak gerekir. – Evrendeki kanunlar ile ilgili ayetler tefsir edilirken işin bilimsel yönü uzmanlarına sorulmalıdır. – Kur’an’ı olduğu gibi anlayabilmek için her türlü ön yargıdan ve taassuptan uzak bir yaklaşım içinde olunmalıdır. – Kur’an ayetlerinin insanın sadece aklına değil, gönlüne de hitap ettiği göz ardı edilmemelidir. Kur’an Anlaşılmak İçin İndirilmiştir Kur’an’ı anlamaya ve hayata uygulamaya çalışmak birinci amaç olmalıdır. İnsan anlayamadığını uygulayamaz. Bu da Kur’an’ı doğru anlamak için, iyi niyetli ve ön yargısız bir okumayı gerektirir. İnkâra şartlanmış, ön yargılı kimseler Kur’an’dan faydalanamazlar. Kur’an’ı anlamak, dinin özünü anlamaktır. Kur’an, onu anlayarak okuyan kişilerin, kimliğini, kişiliğini inançlarını, düşünce yapısını, prensiplerini, ahlakını, davranışlarını, sosyal ilişkilerini şekillendirir. Bu nedenle doğru din anlayışı için meal ve tefsirleri okuyarak Kur’an’ı anlamaya, ondaki ilke ve öğütleri öğrenmeye çalışmalıyız. Selam dostlarım, konumuzda Niyet ile ilgili ayetler, Güzel niyetle ilgili ayetler, Niyetle ilgili hadisler, Niyet ve ihlasla ilgili 10 Ayet, Rıfk ile ilgili ayetler, Niyet ile ilgili ayet ve HADİSLER olarak paylaşmaya çalışacağız. Yüce Allah Teala Hazretleri, Yüce kitabında Niyetle alakalı olduğuna inandığımız ayetlerini aşağıya sıralamaya çalıştık. Peygamber Efendimiz sav. bir hadisi şerifinde “Ameller niyetlere göredir” buyurarak niyetlerimizin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmaktadır. Gündelik hayatımızda da her bir amelimizi, hareketimizi bir amaç ve niyet doğrultusunda yapmaktayız. Bu niyetlerimizi Allah Teala Hazretlerinin rızasına uygun şekilde yapılandırırsak büyük bir değişim bizi bekliyor. Bunun yanında Sevaplarımızı da kat kat artırabiliceğimize inanmışızdır. Bu konuda Değerli hocam Dr. Muhammed BOZDAĞ’ın Ruhsal Zeka isimli Kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Konumuzla Alakalı olduğuna inandığımız ayetlere geçelim… Eksik ve hatalarımız olabilir. Sizlerde bu konuda eksikler görürseniz lütfen sure ve ayet numarası yazarak yorum bölümünden ekleyiniz. / Türkiye’nin en geniş Güzel sözler, ayetler, hadisler ve atasözleri ve deyimler platformu // Bizleri her türlü sosyal medyadan takip edebilirsiniz. Konumuzun altında linkler mevcuttur. Niyet ile ilgili Ayetler لَا يُؤَاخِذُكُمُ اللّٰهُ بِاللَّغْوِ ف۪ٓي اَيْمَانِكُمْ وَلٰكِنْ يُؤَاخِذُكُمْ بِمَا كَسَبَتْ قُلُوبُكُمْۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ حَل۪يمٌ Allah sizi, yeminlerinizdeki rastgele söylemelerinizden, boş, amaçsız sözler’den dolayı sorumlu tutmaz; fakat kalplerinizin kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayandır, yumuşak davranandır. Bakara Suresi 225. ayet لَنْ يَنَالَ اللّٰهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَٓاؤُ۬هَا وَلٰكِنْ يَنَالُهُ التَّقْوٰى مِنْكُمْۜ كَذٰلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْۜ وَبَشِّرِ الْمُحْسِن۪ينَ Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah’a ulaşacaktır. Allah’a ulaşacak olan ancak sizin O’nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir. Size doğru yolu gösterdiğinden, Allah’ı yüceltmeniz için onları böylece sizin buyruğunuza vermiştir. İyilik yapanlara müjde et. Hac sûresi 37. ayet قُلْ اِنْ تُخْفُوا مَا ف۪ي صُدُورِكُمْ اَوْ تُبْدُوهُ يَعْلَمْهُ اللّٰهُۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ De ki, gönlünüzdeki duyguları saklasanız da, açıklasanız da Allah hepsini bilir. Âl-i İmrân sûresi 29. ayet Niyet ile ilgili ayetler konumuzdan sonra NİYET ile ilgili diğer konularımıza da aşağıdaki linklerden kolayca ulaşabilirsiniz… Semih YAŞAR Niyet ile ilgili hadisler Niyet ile ilgili sözler Tevekkül ile ilgili sözler Haberler > İyi Niyetin Enayilik Olarak Görüldüğü 11 Durum - 1534 Enayi kelimesi TDK'ya göre kolayca aldatılabilen, aşırı ölçüde aptal, bön, avanak demekmiş. Fakat biz bunu her türlü iyi niyet belirtisi gösteren insanı yaftalamak, küçümsemek ve aşağılamak için kullanıyoruz. Çok az insan vardı ki yaptığı bir iyiliğin karşısında enayi lafını yemesin. İnsanı yaptığı iyilikten, insanlara verdiği şanstan soğutan bu kavramı yafta olarak yediğimiz durumlara bir göz atalım. 1. Hiçbir konuda elini cebine koymayan hıyar arkadaşınızın yediği hamburgerin parasını verdiğinizde. Burada kınamamız gereken elini cebine koymayı bilmeyen o arkadaştır, lanet olsun deyip 100'üncü kez o hamburgerin parasını veren insan değildir. 2. Ömrünü yalan söylemeye adamış yalancı bir insana son kez inandığınızda. Bu enayilik değil daha çok iyi niyettir. Bir gün sizin de inanılmaya ihtiyacınız olabilir. 3. Utandığınız için verdiğiniz borçları isteyemediğinizde. Sizin yeriniz cennet. Boş verin insanların ne söylediğini. Verdiği parayı küfür ederek geri isteyen insanlara laf etmek yerine, size laf ediliyorsa bu sizin suçunuz değil, inşallah siz istemeye gerek kalmadan bütün paralar size geri döner. 4. Sizden yardım istendiğinde, kim olduğuna bakmadan hayır diyemediğinizde. Çünkü iyi insanlar yardım ederken insan ya da hayvan seçmez. Sadece çıkarcı ve kurnaz insanlar insan seçer. 5. Zor bir amaç uğruna yıllarınızı heba ettiğinizde. Bir şey için sadece 3 saatlerini verebilen insanların sizi anlamadıkları için kullanacakları ilk boklama kelimesi 'enayi' olur. Emeklerinizin karşılığını aldığınızda ise, sizi ilk tebrik edenler yine aynı kişiler olur. 6. En yakın arkadaşınızın arkanızdan çevirdiği numaraları fark etmediğinizde. Siz fark ettiniz madem, gidin uyarın değil mi? Arkasından iş çevrilen insanın arkasından bir de enayi demek gerçekten harika bir tavır. 7. Herkes için bir şeyler yapıp, yine siz kötü olduğunuzda. Herkesi mutlu etmeye kalkarsanız kimseye yaranamazsınız diyenler olacaktır. Bu lafı ediyorsunuz bari size yaranmış olsun. O yaranamadığı insanların arasında siz de varsınız. 8. Boşluk anınızda dolandırıldığınızda... Evet dolandırılırsanız, bu sizin suçunuz olur. Dünyanın çok az yerinde mağdur kişi bu derece boklanır. Uyanık olsaymış diyenler, sizin arkanızdan enayi deyip gülenler, ortamlarda bunu zevkle anlatanlarla doludur çevreniz. Sonra haber alırsınız telefonla kredi kartı bilgilerini kaptırmış diye. Siz gülmezsiniz, üzülürsünüz. Yazık kaç yıllık birikimi gitti diye. 9. Bir hayırsıza gönül verdiğinizde... Sanki gönül ferman dinliyor. Yazık günah, bari aşık olmuş insanlara bunu demeyelim. 10. Bir malı ederinden fazlasına aldığınızda. Siz 500 TL'ye aldığınız o marka çantanın ederinden eminsiniz sanki? Birçok durumda bunun marka ürünler için değil, markasız ürünler için söylenmiş olması toplumun çoğunun zaten enayi olduğunu gösterir. Fakat siz genelin enayiliklerine laf etmeyin, yine siz enayi olun. 11. Bir dilenciye para verdiğinizde. Evet aslında hepsi bizden zengin değil mi, bunu meslek edinmişler, insanları kandırıyorlar... Tek siz farkındasınız zaten, öleceksiniz uyanıklıktan. Ayrıca umarız göründükleri kadar fakir değillerdir. Enayi olarak verdiğimiz üç kuruştan şikayetçi değiliz, siz neden enayilerin giden üç kuruşundan şikayetçisiniz anlaşılır gibi değil. İyilik Tanımıİyilik kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle;1. isim İyi olma durumu, salah 2. Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet; “Bu iyiliğini ebediyete kadar unutmayacaktı.” – C. Uçuk 3. Sağlığı yerinde olma durumu, esenlik; “İyilik haberlerinizi aldım.” 4. Yarar veya elverişlilik, nimet; “Bu bahçeye ayak bastığım andan beri toprağın iyiliğini kendimde hissediyordum.” – K. BilbaşarKur’an-ı Kerim’de İyilik Hakkındaki Ayetler Hangileri?NOT AYETLERİN TÜRKÇE MEALLERİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN ALINMIŞTIR. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 44. Ayet; Siz Kitabı Tevrat’ı okuyup durduğunuz halde, kendinizi unutup başkalarına iyiliği mi emrediyorsunuz? Yaptığınızın çirkinliğini anlamıyor musunuz?Bakara Sûresi 58. Ayet; Hani, “Şu memlekete girin. Orada dilediğiniz gibi, bol bol yiyin. Kapısından eğilerek tevazu ile girin ve “hıtta!” Ya Rabbi, bizi affet deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere ise daha da fazlasını vereceğiz” Sûresi 83. Ayet; Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden Sûresi 112. Ayet; Hayır, öyle değil! Kim “ihsan” derecesine yükselerek özünü Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Artık onlara korku yoktur, onlar Sûresi 177. Ayet; İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmenizden ibaret değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, ihtiyacından dolayı isteyene ve özgürlükleri için kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda direnip sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta Sûresi 189. Ayet; Sana, hilalleri soruyorlar. De ki “Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir. İyilik, evlere arkalarından girmeniz değildir. Ama iyi davranış, takva sahibi Allah’a karşı gelmekten sakınan insanın davranışıdır. Evlere kapılarından girin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 195. Ayet; Mallarınızı Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri Sûresi 201. Ayet; Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” diyenler de Sûresi 224. Ayet; İyilik etmemek, takvaya sarılmamak, insanlar arasını ıslah etmemek yolundaki yeminlerinize Allah’ı siper yapmayın. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla Sûresi 229. Ayet; Dönüş yapılabilecek boşama iki defadır. Sonrası, ya iyilikle geçinmek, ya da güzellikle bırakmaktır. Evlilikte tarafların Allah’ın belirlediği ölçüleri koruyamama endişeleri dışında kadınlara verdiklerinizden boşanma esnasında bir şeyi geri almanız sizin için helal olmaz. Eğer onlar Allah’ın belirlediği ölçüleri gözetmeyecekler diye endişe ederseniz, o zaman kadının boşanmak için bedel vermesinde ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır. Sakın bunları aşmayın. Allah’ın koyduğu sınırları kim aşarsa onlar zalimlerin ta kendileridir. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 236. Ayet; Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. Bu durumda -eli geniş olan gücüne göre, eli dar olan da gücüne göre olmak üzere- onlara, aklın ve dinin gereklerine uygun olarak müt’a verin. Bu iyilik yapanlar üzerinde bir İmrân Sûresi 92. Ayet; Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 104. Ayet; Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler İmrân Sûresi 120. Ayet; Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini İmrân Sûresi 134. Ayet; Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri İmrân Sûresi 148. Ayet; Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiretin güzel mükafatını verdi. Allah güzel davrananları sever. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 172. Ayet; Onlar yaralandıktan sonra Allah’ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükafat İmrân Sûresi 193. Ayet; “Rabbimiz! Biz, Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.”Âl-i İmrân Sûresi 198. Ayet; Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah katından bir konaklama yeri olarak, içinde ebedi kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah katında olan şeyler iyiler için daha Sûresi 40. Ayet; Şüphesiz Allah hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez. Yapılan çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir. Sponsorlu Bağlantılar Nisâ Sûresi 62. Ayet; Kendi işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiği, sonra da “Biz iyilik etmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey istememiştik” diye Allah’a yemin ederek sana geldikleri zaman halleri nasıl olur?Nisâ Sûresi 78. Ayet; Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, “Bu, Allah’tandır” derler. Onlara bir kötülük gelirse, “Bu, senin yüzündendir” derler. Ey Muhammed! De ki “Hepsi Allah’tandır.” Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!Nisâ Sûresi 79. Ayet; Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. Ey Muhammed! Seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah Sûresi 114. Ayet; Bir sadaka vermeyi, yahut iyilik yapmayı, yahut da insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, biz ona büyük bir mükâfât vereceğiz. Sponsorlu Bağlantılar Nisâ Sûresi 125. Ayet; Kimin dini, iyilik yaparak kendini Allah’a teslim eden ve hakka yönelen İbrahim’in dinine tabi olan kimsenin dininden daha güzeldir? Allah İbrahim’i dost Sûresi 128. Ayet; Eğer bir kadın kocasının, kendisine kötü davranmasından, yahut yüz çevirmesinden endişe ederse, uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uzlaşmak daha hayırlıdır. Nefisler ise kıskançlığa ve bencil tutkulara hazır elverişli kılınmıştır. Eğer iyilik eder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan Sûresi 2. Ayet; Ey iman edenler! Allah’ın koyduğu din nişanelerine, haram aya, hac kurbanına, bu kurbanlıklara takılı gerdanlıklara ve de Rab’lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâ’be’ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda isterseniz avlanın. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye bir takımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva Allah’a karşı gelmekten sakınma üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok Sûresi 13. Ayet; İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak tahrif edip değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. Ey Muhammed! İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever. Sponsorlu Bağlantılar Mâide Sûresi 85. Ayet; Dedikleri bu söze karşılık Allah onlara, devamlı kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetleri mükafat olarak verdi. İşte bu, iyilik yapanların Sûresi 93. Ayet; İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah iyilik edenleri Sûresi 17. Ayet; Şayet Allah sana bir zarar dokundursa bunu O’ndan başka giderecek yoktur. Fakat sana bir hayır dokunduracak olsa onu da kimse gideremez. Bil ki O her şeye hakkıyla gücü Sûresi 84. Ayet; Biz ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nûh’u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Dâvud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u da. İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız. Sponsorlu Bağlantılar En’âm Sûresi 151. Ayet; Ey Muhammed! De ki “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. Zina ve benzeri çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça Allah’ın haram dokunulmaz kıldığı canı size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.”En’âm Sûresi 154. Ayet; Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve rahmete erdirmek için Mûsâ’ya Kitab’ı Tevrat’ı verdik ki Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler. Sponsorlu Bağlantılar En’âm Sûresi 160. Ayet; Kim bir iyilik yaparsa ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara Sûresi 56. Ayet; Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a azabından korkarak ve rahmetini umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok Sûresi 95. Ayet; Sonra kötülüğün sıkıntı ve darlığın yerine iyiliği bolluk ve genişliği getirdik. Nihayet çoğaldılar ve nankörlük edip “Atalarımız da darlığa uğramış ve bolluğa kavuşmuşlardı” dediler. Biz de, farkında değillerken onları ansızın Sûresi 131. Ayet; Fakat onlara iyilik geldiği zaman, “Bu bizimdir, biz çalışıp kazandık” derler. Eğer başlarına bir kötülük gelirse Mûsâ ve beraberindekilerin uğursuzluğuna yorarlardı. İyi bilin ki onların uğursuzluk sebebi ancak Allah katında yazılıdır. Fakat çokları Sûresi 156. Ayet; “Bizim için bu dünyada da bir iyilik yaz, ahirette de. Çünkü biz sana varan doğru yola yöneldik.” Allah şöyle dedi “Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekatı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.”A’râf Sûresi 161. Ayet; O zaman onlara denilmişti ki “Şu memlekete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi yiyin ve Hıtta Ya Rabbi, bizi affet’ deyin. Kentin kapısından eğilerek tevazu ile girin ki biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere daha da fazlasını vereceğiz.”A’râf Sûresi 168. Ayet; Biz onları yeryüzünde parça parça topluluklara ayırdık. Onlardan iyi kimseler vardır. İçlerinden öyle olmayanları da vardı. Belki dönüş yaparlar diye de onları güzellikler ve kötülükler ile Sûresi 50. Ayet; Sana bir iyilik gelirse, bu onları üzer. Eğer başına bir musîbet gelirse, “Biz tedbirimizi önceden almıştık” derler ve sevinerek dönüp Sûresi 67. Ayet; Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir birbirlerinin benzeridir. Kötülüğü emredip, iyiliği yasaklarlar, ellerini de sıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular; Allah da onları unuttu. Şüphesiz münafıklar, fasıkların ta Sûresi 71. Ayet; Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 91. Ayet; Allah’a ve Resûlüne karşı sadık ve samimi oldukları takdirde, güçsüzlere, hastalara ve seferde harcayacakları bir şey bulamayanlara sefere katılmadıkları için bir günah yoktur. İyilikte bulunan kimselerin kınanması için de bir sebep yoktur. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet Sûresi 107. Ayet; Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, mü’minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar, “Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok” diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka Sûresi 112. Ayet; Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri Sûresi 120. Ayet; Medine halkı ve onların çevresinde bulunan bedevîlere, Allah’ın Resûlünden geri kalmak, kendi canlarını onun canından üstün tutmak yaraşmaz. Çünkü onların, Allah yolunda çektikleri susuzluk, yorgunluk, açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere adım atmaları ve düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları gibi hiçbir olay yoktur ki karşılığında kendilerine iyi bir amel in sevabı yazılmış olmasın. Şüphesiz Allah iyilik yapanların mükafatını elbette zayi Sûresi 114. Ayet; Ey Muhammed! Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir Sûresi 115. Ayet; Sabret! Çünkü Allah iyilik edenlerin mükafatını zayi Sûresi 11. Ayet; Babalarına şöyle dediler “Ey babamız! Yûsuf hakkında bize neden güvenmiyorsun? Halbuki biz onun iyiliğini isteyen kişileriz.”Yûsuf Sûresi 22. Ayet; Olgunluk çağına erişince O’na hikmet ve ilim verdik. İşte biz, iyi davrananları böyle Sûresi 36. Ayet; Onunla beraber zindana iki delikanlı daha girdi. Biri, “Ben rüyamda şaraplık üzüm sıktığımı gördüm” dedi. Diğeri, “Ben de rüyamda başımın üzerinde, kuşların yediği bir ekmek taşıdığımı gördüm. Bize bunun yorumunu haber ver. Şüphesiz biz seni iyilik yapanlardan görüyoruz” Sûresi 56. Ayet; Böylece Yûsuf’a, dilediği yerde oturmak üzere ülkede imkan ve iktidar verdik. Biz rahmetimizi istediğimize veririz ve iyi davrananların mükâfatını zayi Sûresi 78. Ayet; Onlar, Yûsuf’a “Ey güçlü vezir! Bunun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Şüphesiz biz senin iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz” Sûresi 90. Ayet; Kardeşleri, “Yoksa sen, sen Yûsuf musun?” dediler. O da, “Ben Yûsuf’um, bu da kardeşim. Allah bize iyilikte bulundu. Çünkü, kim kötülükten sakınır ve sabrederse şüphesiz Allah iyilik yapanların mükafatını zayi etmez” Sûresi 100. Ayet; Ana babasını tahtın üzerine çıkardı. Hepsi ona Yûsuf’a saygı ile eğildiler. Yûsuf dedi ki “Babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra; Rabbim beni zindandan çıkararak ve sizi çölden getirerek bana çok iyilikte bulundu. Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”Ra’d Sûresi 6. Ayet; Bir de senden, iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorlar. Oysa onlardan önce ibret alınacak birçok azap gelip geçmiştir. Şüphesiz Rabbin, insanların zulümlerine rağmen bağışlama sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabı pek Sûresi 22. Ayet; Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu Sûresi 28. Ayet; O kafirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların canlarını alır da onlar teslim olup, “Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk” derler. Melekler de şöyle diyecekler “Hayır! Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir.”İsrâ Sûresi 7. Ayet; İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide Beyt-i Makdis’e girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.İsrâ Sûresi 23. Ayet; Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz Sûresi 70. Ayet; Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet Sûresi 11. Ayet; “Ancak kim zulmeder de sonra yaptığı kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim.”Neml Sûresi 46. Ayet; Salih onlara, “Ey kavmim! Niçin iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorsunuz? Merhamet edilmeniz için Allah’tan bağışlanma dileseniz ya!”Neml Sûresi 89. Ayet; Her kim iyi amel getirirse, ona ondan daha hayırlısı vardır. Onlar o gün korkudan Sûresi 14. Ayet; Mûsâ olgunluk çağına ulaşıp gelişimini tamamlayınca biz ona ilim ve hikmet verdik. Biz iyilik edenleri böyle Sûresi 54. Ayet; İşte onların, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcamaları karşılığında, mükafatları kendilerine iki kez Sûresi 84. Ayet; Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlısı vardır. Kim de bir kötülük getirirse, bilsin ki, kötülük işleyenler ancak yapmakta olduklarının cezasına Sûresi 14. Ayet; İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. İşte onun için insana şöyle emrettik “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.”Lokmân Sûresi 15. Ayet; “Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.”Zümer Sûresi 10. Ayet; Ey Muhammed! Bizim adımıza de ki, “Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için ahirette bir iyilik vardır. Allah’ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükafatları elbette hesapsız olarak verilir.”Fussilet Sûresi 34. Ayet; İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost Sûresi 23. Ayet; İşte bu Allah’ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki “Ben buna yaptığım tebliğ görevine karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum.” Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını Sûresi 15. Ayet; Biz insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle doğurdu! Onun anne karnında taşınması ve sütten kesilme süresi toplam olarak otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der “Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.”Tûr Sûresi 28. Ayet; “Gerçekten biz bundan önce ona yalvarıyorduk. Şüphesiz O iyilik edendir, çok merhametlidir.”Mümtehine Sûresi 8. Ayet; Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah âdil davrananları Sûresi 6. Ayet; İyiliği, daha fazlasını bekleyerek bir kazanç elde etmek için Sûresi 13/16. Ayetler; O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir. "Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din de budur." Beyyine; 5 Diğer bir ayet-i kerimede ise şöyle buyurulmuştur "Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa salih amel işlesin ve yapmış olduğu ibadette hiç kimseyi Rabbine ortak koşmasın." Kehf; 110 Salih niyet ve ihlas hakkındaki bu ayetlerden sonra Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in hadisleri de şöyledir; Hz. Ömer Radıyallahu Anh'den Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir; "Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey verilir. Niyetine göre ecir ve sevap alır veya cezalanır. Kimin hicreti Allah ve Resulüne ise, onun hicreti Allah ve Resulüne olur. Böylece Allah'ın emrini yapmış, rızasını da kazanmıştır. Kim de dünyalık kazanmak ve bir kadınla evlenmek maksadıyla hicret ediyorsa, onun da yapmış olduğu hicreti, hicret ettiği şeylere olur. Dünya malını kazanır. İstediği kadına kavuşur, fakat Allah'ın rızasından mahrum kalır." Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai Ebu Hureyre Radıyallahu Anh'den Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir. "Allah vücutlarınıza ve şekillerinize bakmaz. Fakat Allah, kalplerinize bakar." Müslim Niçin hadiste kalbinize bakar diye buyurulmuştur? Çünkü kalp niyetin yeridir. Allah onun için kalbe bakar. Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurmuştur "Kul, birçok iyi ameller işler. Bu ameller mühürlü bir zarfda melekler tarafından Allah'a yükseltilir ve bu zarf Allah'ın huzuruna konur. Allah-u Teala "Bu zarfı atınız, zira bunun içindeki amel ile benim rızam kasdedilmemiştir" buyurur. Sonra Allah-u Teala melekleri çağırır ve "Şu şu amelleri ona yazınız" buyurur. Melekler; "Ya Rabbi! O bunların hiçbirini yapmadı." derler. Allah-u Teala; "Yapmadı ama, yapmayı niyet etti." buyurur." Darekutni İbn Mace'nin rivayet ettiği bir hadiste, Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyuruyor; " Bu ümmetin durumu şu dört gurup insanın haline benzer; "Bir adama Allah mal ve ilim vermiş, o kişi de malını bilinçli olarak çalıştırır ve onu doğru olan yerlerde harcar." "Bir adama da Allah ilim vermiş mal vermemiştir. Bu kişi; "Keşke benim de onun kadar malım olsa da onun gibi amel etsem" der. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem; "Her ikisinin de alacakları sevaplar eşittir." buyurdu. "Bir kimseye de Allah mal vermiş ilim vermemiştir. Bu kişi malını zararlı ve gereksiz yerlere harcar" "Bir kişiye de Allah ne ilim ne de mal vermiştir. Bu kişi ise; "Şayet benim de şu adam gibi malım olsa, ben de onun gibi yapardım" der. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem; "Bu iki adamın da vebali aynıdır." buyurdu. İbn Mace Görmüyor musun? Yapmadığı halde o güzel sevaba da, o çirkin günaha da ortak oldu, bu hadis Allah'ın rızasını, kıymetli bilenler için mühim bir işarettir. İnsan daima niyetine dikkat etmeli ve onu Allah'ın rızasına çevirmelidir. Enes b. Malik Radıyallah-u Anh der ki; Peygamber Efendimizle birlikte Tebük savaşından dönerken bize, şöyle buyurdu; "Andolsun ki sizin Medine'de bıraktığınız harbe katılmayan kişiler, yürüdüğünüz her yolda, verdiğiniz her nafakada, geçtiğiniz her derede mutlaka sizinle beraberdirler. Sizin gibi ecir ve sevap kazanacaklardır" Ashab; "Ya Resulullah! Nasıl bizimle beraber olabilirler? Onlar Medine'de" dediler. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem; "Onlar hasta oldukları için katılmadılar. Onların niyeti bizimle ortaktır." buyurdu. Buhari, Ebu Davud

iyi niyetli olmak ile ilgili ayetler