☂️ Burası Muştur Türküsü Ve Hikayesi

Enes Atlığ - Burası Muş'tur Türkü Sözleri; Havada bulut yok, bu ne dumandır. Mahlede ölen yok, bu ne figandır. Şu Yemen elleri ne de yamandır. Ano Yemendir & Gülü çemendir. Giden gelmiyor & Acep nedendir. Burası Muş'tur & Yolu yokuştur. Giden gelmiyor & Acep ne iştir. Kışlanın önünde redif sesi var. YEMENTÜRKÜSÜ VE HİKAYESİ Havada bulut yok bu ne dumandır. Mahlede ölü yok bu ne figandır. Ana ben ölmedim bu ne şivandır Aho yemendir gülü çemendir, Giden gelmiyor acep nedendir. BURASI HUŞTUR YOLU YOKUŞTUR, GİDEN GELMİYOR ACEP NEDENDİR Kışlanın ardında redif sesi var. Bakın çantasına acep nesi var, Ormancı kaçar. Muğla Devlet Hastanesi’ne ulaştırılan Tevfik, hastanede hayatını kaybeder. Mustafa Şahbudak ise hapse girer. Ormancı Türküsü Hikayesi. Bu acı hikayeyi, yıllar sonra Mustafa Şahbudak’ın bir yakını yazıp besteler. Zaman içinde türkü çok sevilir. Belen Kahvesi, işte bu acı hikayenin yaşandığı yerdir YemenTürküsü (Burası Muştur Yolu 2:16 Layla Puliçe - Yemen Türküsü ( video ) 5:26 Yemen Türküsü -Sözleri ve Hikayesi 4:08 YEMEN TÜRKÜSÜ.wmv 3:37 Ünlü Yemen türküsü yüzyıllarca “Burası MUŞ tur yolu yokuştur” diye söylenirken birden MUŞ yerine HUŞ diye söylenmeye başlandı. Bunun fitilini ateşleyen kendisi inkâr etse de ünlü tarihçi ve müzikolog Murat Bardakçı’dır. BurasıMuştur Sözleri ve karaoke şarkısı. Havada bulut yok bu ne dumandır. Mahlede ölüm yok bu ne figandır. Şu Yemen elleri ne de yamandır. Ah o Yemen’dir, gülü çemendir. Giden gelmiyor, acep nedendir. Burası Muş’tur, yolu yokuştur. Giden gelmiyor & dönmüyor, acep ne iştir. Kışla’nın önünde redif sesi var. BURASIMUŞTUR (Türküsünün Hikayesi) Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk her söylenişinde duygulandığı ve en sevdigi Türkülerden olan Türkünün hikayesi “Anadolu çocuklarının ne işleri vardı Yemen çöllerinde? Oraya gönderildiklerinde belki yeni evliydiler. İçlerinden birinin şansı yaver gider de geri dönebilseler kendisi ve eşi yaşlanmış, çocuğu kızsa gelinlik çağa gelmiş, e. 14jGDr. Yemen türküsünün yazarı kimdir? Türkü ilk olarak 1944 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı adına derlemeler toplayan Muzaffer Sarısözen, Halil Bedii Yönetken ve Rıza Yetişen’den oluşan ekip tarafından, Duriye Keskin isimli mahalli sanatçının parçasından derlenmiştir. Türküyü Muzaffer Sarısözen notaya almıştır. Yemen türküsünün hikayesi nedir? Yemen Türküsü Yemende çatışmada ölen Osmanlı askerleri için yakılmış bir ağıttır. Osmanlı Yemen topraklarını ülkesine kattıktan sonra buradaki hükümdarlığını sürdürmek için çok şehit verdi. Beş cephe de birden çarpışan Osmanlı kuvvetleri Anadolu’dan asker sevki yaptı. Huş hangi ülkede? TRT’nin değiştirdiği sözlerin altına “Huş; Yemen’in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında bulunan bir Türk Kalesinin ismidir” açıklamasını yaptığını hatırlatan Ata, “Türkünün sözlerini dikkatli bir şekilde okursak, Anadolu toprakları üzerinde bir yerlerde söylendiğini anlayabiliriz. Yemen Türküsü huş neresi? Huş, Yemen’in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında kalan bir Türk kalesinin adı. Bu yüzden Yemen’e giden askerler için yakılmış bu türküde “Huş’tur” denmesi akla yatkın gelebilir. Burası Muştur şarkısını kim söylüyor? Songül Karaosmanoğlu Ata, ANKA’ya yaptığı açıklamada, ilk olarak 1944 yılında Ankara Devlet Konservatuarı adına Muzaffer Sarısözen, Halil Bedii Yönetken ve Rıza Yetişen tarafından oluşturulmuş derleme ekibi tarafından Duriye Keskin adlı mahalli bir sanatçıdan derlenen türküdeki “Burası Muştur” sözlerinin 90’ların … Muş türküsünün hikayesi nedir? Osmanlıya haber iletilir. Yetkililer bakar sayı yeterli, karar verilir ve Yemen çöllerine Muştan oluşturulan bir redif alayı gönderilir. Yemen’e gidilmesine gidilir ama hiçbiri de geri dönmez. İşte bu türkü gidip de gelemeyen o isimsiz kahramanlardan Muşta kalan sevgilisinin sesi, özlemi, elemi ve de acısıdır. Burası Muş’tur türküsünün hikayesi nedir? Yetkililer bakar sayı yeterli, karar verilir ve Yemen çöllerine Muştan oluşturulan bir redif alayı gönderilir. Yemen’e gidilmesine gidilir ama hiçbiri de geri dönmez. İşte bu türkü gidip de gelemeyen o isimsiz kahramanlardan Muşta kalan sevgilisinin sesi, özlemi, elemi ve de acısıdır. Demiştir. Magusa Limanı türküsünün hikayesi nedir? Yedi Hint askeri, ağır yaralı olan Ali’yi sürükleyerek ibreti alem için Ali’nin hamal olarak çalıştığı ünlü Mağusa Limanına götürerek orada bırakırlar. Bu acı olayı işiten Ali’nin eşi koşarak Mağusa Limanına varır ve kanlar içerisindeki eşinin yanı başına gider. Huş ağacı nerede bulunur? Huş ağacı kuzey ve ılıman kuzey bölgelerinde yetişir. Örümcek ağı gibi ince dalları ve beyaz kabuğuyla huş ağacı özellikle kışın güzel bir görüntü verir. Tüm Avrupa, Kafkasya, Doğu Anadolu, Kuzey Irak, Kuzeybatı İran ve Sibirya, salkım huşun doğal yayılış alanıdır. Burası Huş mu durmuş mudur? 90’lı yılların başında, Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın en sevdiği türkülerden biri olarak popülerleşen “Havada Bulut Yok” türküsü içinde geçen “Burası Muş’tur” sözlerinin aslında “Burası Huştur” olduğuna ilişkin söylentiler asılsız çıktı. İstanbul Teknik Üniversitesi Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Burası Huş tur huş ne demek? nedense bir ara biri, “yemen’de bir yer var adı huş. bu türkü olsa olsa oraya aittir” diye bir iddia ortaya atmış buna inananlar da “evet la orası olsa olsa huştur” diye bunu alevlendirmişler. şeklinde olan sözlerde, giden kişinin geri dönmediği ifade edilmektedir. Burası Huştur huş ne demek? Türk Halk Müziği `nin ustalarından Musa Eroğlu ise şunları söyledi `Türküde `Burası Huş `tur, Giden Gelmiyor Acep Ne İştir` deniyor. Bu Yemen Türküsü ise adamlar savaşmaya Muş `a gitmemişlerdir. Askerler Yemen `e gitmiş. Türkü , Yemen türküsüdür. Sarı Gelin türküsünün hikayesi nedir? Sarı Gelin, eski çağlardan beri Çoruh ırmağı boyunda yaşayan Hıristiyan Kıpçak beyinin kızıdır. Erzurumlu bir delikanlı sarışın Kıpçak beyinin kızına âşık olur ve Erzurumlu delikanlı ile sarışın Kıpçak kızının arasında Erzurum ve yöresinde yaşamaktadır. Neredesin sen neden yazıldı? Bu kadar büyük baba sevgisine sahip olan Ertaş, bu süreçte annesinin şefkatine ve sevgisine hasret kaldığını, bu yüzden babasına bu kadar çok bağlandığını çıktığı bir konserde dile getirmiştir. İşte bu hasret Ertaş’a “Neredesin Sen”i yazdırmıştır. Bitliste beş minare öyküsü nedir? Bitlis Rus işgalinden çıktıktan sonra Bitlis ordularının basında olan kişi olan komutan şerif bey, savaş sonrası Bitlisi görmek için Bitlise yüksekten bakan bir tepe olan ve şuan “şerif bey tepesi” olarak adlandırılan tepeye çıkıp Bitlise bakar ve görür ki Bitlis yıkık dökük her taraf yerle bir olmuş sadece tapanın … Yemen türküsü olarak bildiğimiz Havada Bulut Yok türküsünü kimi yorumcular Burası Muş'tur kimileri Huş'tur olarak okur. Huş, Yemen'in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında kalan bir Türk kalesinin adı. Bu yüzden Yemen'e giden askerler için yakılmış bu türküde "Huş'tur" denmesi akla yatkın gelebilir. İTÜ TMDK öğretim üyesi Songül Karahasanoğlu bunun bir tahrifat bozma, değiştirme olduğunu söyleyerek sözlerden bakıldığında türkünün Anadolu'da yakıldığını söyleyebiliriz diyor.. Yücel Paşmakçı ise konuya şu yorumu getirir"Birincisi, bu türkü Düriye Keskin isimli bir Türkten derlenmiş. İkincisi, Osmanlı ordularının Yemen'e yaptığı seferlerde ordunun toplanma yeri Muş'tur. 'Muş'un yolu yokuş değildir' derler. Ben gittim, gördüm ve Muş'a bir rampadan çıkılır. Yolu da yokuştur. Dördüncüsü de 'Burası Huş'tur, Yolu Yokuştur' olamaz. Çünkü 'Huş'ta bulunan biri 'Giden Gelmiyor' demez 'Gelen Gitmiyor' der. Doğrusu 'Burası Muş'tur'. Birileri çıktı, bunun 'Huş' olduğunu söyledi. Ben türküyü hep Muş olarak okudum." Musa Eroğlu ise şunları söyledi"Türküde 'Burası Huş'tur, Giden Gelmiyor Acep Ne İştir' deniyor. Bu Yemen Türküsü ise adamlar savaşmaya Muş'a gitmemişlerdir. Askerler Yemen'e gitmiş. Türkü, Yemen türküsüdür. 'Yemen'e gelir mi sandın?' diye ağıt yakılıyor. Ben şimdiye kadar 'Huş' olarak okudum, okumaya da devam edeceğim"Etnomüzikolog Melih Duygulu"Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü'nde Doğu Anadolu Türküleri ile ilgili bir yüksek lisans tezi yaptırıyorum. Henüz bir sonuca varmadık. İcracılar ne kadar müdahale ederse, konu o kadar açmaza girer. Biri bu belde 'Kuş'tur deseydi ne olacaktı. Bunu bilim adamları çözmeli."'Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Türk Halk Müziği Korosu Şefi Mehmet Özbek"Söz konusu eser bir 'Muş Türküsü'dür. Ancak türküde adı geçen yer 'Muş' değil, 'Huş'tur. Muşlular 'Muş' olsun diye ısrar ediyor. Muş türküsü olması için de illa 'Muş'ta geçmesi gerekmez." Bence de doğrusu Muş'tur olmalı. Giden gelmiyor acep ne iştir, sözleri beklenen bir yerden yakıldığına işaret ediyor. Burası da olsa olsa Muş'tur. Bu arada türkünün bir Elazığ türküsü olduğu yönünde iddialar vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk her söylenişinde duygulandığı ve en sevdigi Türkülerden olan Türkünün hikayesi “Anadolu çocuklarının ne işleri vardı Yemen çöllerinde? Oraya gönderildiklerinde belki yeni evliydiler. İçlerinden birinin şansı yaver gider de geri dönebilseler kendisi ve eşi yaşlanmış, çocuğu kızsa gelinlik çağa gelmiş, e… rkekse koskoca delikanlı olmuş bulurdu. Bütün bunlar ne içindi? Yazık günah değilmiydi evlatlarımıza? “dediği Muş Türküsü hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan “Yemen Türküsü” adıyla Yemen’e mal edilerek, Türküde geçen “Burası Muştur…”kısmının “Burası Huştur…”diye söylenmesi ile Kamu oyu yanlış bilgilendirilmektedir. Ve Türkümüzü arap Türküsü olarak göstermek istenmektedir. Oysaki kamu yayıncılığının temsilcisi ve devletimizin en saygın kuruluşlarından olan TRT arşivleri incelendiğinde;ve eski emekli bir generalin araştırması sonucu gercekler ortaya çıkmıştır. Acılı,elemli ve yaslı bir Türkünün öyküsüdür bu. Tarihi bilinmez. Aslında bilinir de herkes kendine göre değişik bir tarih söyler. Ama biz olayın gerçek yüzünü olaya yaşayan ve anlatanların diliyle Türküyü dönüştürüldüğü biçimiyle anlatalım. Anlatılanlara göre o tarihte osmanlı yemen çöllerinde zorlu bir savaşa kurulur,savaş ve şartları haftalar boyu tartışılır çözümün yemen ellerine vilayetlerden birinde oluşturulacak bir alayla gidilmesinin mümkün olduğuna karar ki;bir tek vilayetten birlik oluşunca bunlar hep akraba ve hısım olacakları için birbirlerine bağlılığı ve dayanışmaları ile savaş alanında kaçmaları söz konusu dört bir yanından uzun beklemelere karşın istekli çıkmaz bu istek olmasına olurda osmanlının istediği gibi vilayetlerden çıkan bu gönüllü sayısıda yeterli olmaz. Bu sırada Muş’dan Bulanık,Malazgirt ve Varto’dan bir ses yükselir osmanlıya;”hepimiz varız,gönüllüyüz Yemen çöllerine gitmeye” Osmanlıya haber bakar sayı yeterli,karar verilir ve yemen çöllerine Muş’dan oluşturulanbir redif alayı gidilmesine gidilir ama,hiçbiride geri bu Türkü gidipte gelemeyen o isimsiz kahramanlardan Muş’a kalan sevgilisinin sesi,özlemi,elemi ve de acısıdır. Havada bulut yok bu ne dumandır Mahlede ölüm yok bu ne şivandır Bu yemen elleri ne de yamandır Ano Yemen’dir gülü çemendir Giden gelmiyor acep nedendir Burası Muş’tur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştir Mongokun suları ovaya akar Ağam asker olmuş yüreğim yakar Gözlerim kan çanak ağama bakar Gider isem ağam sana köleyim Cemalin bir gülsün ben de geleyim Yemen çöllerinde senle öleyim Şafağın atmışta terkisin bağlar Yavuklunun oturmuş için kan ağlar Hasretin dayanmaz bostanlar bağlar Saçımın telini edem hedayet Günahım yoğtur ki dilem nedamet Muş’tan başka yoğmu burda velayet Kışlanın önünde çalınır sazlar Gözlerim ağlıyor yüreğim sızlar Yemen’e gidene ağlıyor kızlar Tez gel ağam tez gel eğlenmiyesin İngiliz hayındır güvenmeyesin Arap dilber çoktur evlenmiyesin Karasu uzanır sıra söğütler Yüzbaşım oturmuş asker öğütler Yemen’e gidiyor baba yiğitler Kışlanın önünde redif sesi var Açın çantasına bakın nesi var Bir çift potin ile birde fesi var Tüfekler çatıldı kaşlar çatıldı Ağam mavzer-ilen öge atıldı Alkanlar içinde kuma yatıldı Tez gel ağam tez gel dayanamirem Uyku geflet basmış uyanamirem Ağam öldüğüne inanamirem Türkülerin hikayelerini bilmek, türküleri daha iyi anlamaya yardımcı olmaktadır. Hikayesi bilinen türküler duygulara hakim olabilmektedir. Bu zamana kadar Yemen Türküsünün hikayesi hiç duymadık belki de. Her seferinde türküyü duyduk, hüzünlendik ama hikayesini hiç merak etmedik. Yemen türküsünün hikayesinin öğrenmek kişileri türküye daha fazla yaklaştırarak türküye olan bağımlılığı ve anlamı artıracaktır. İşte Yemen türküsünün hikayesi Yemen türküsü vaktiyle Yemen’de savaşıp şehit olan Osmanlı askerleri için yakılmış olan bir ağıttır. Osmanlı devleti Yemen’i topraklarına kattıktan sonra burada ki hükümdarlığını kalıcı hale getirebilmek için çok fazla sayıda şehit verdi. Beş farklı cephede mücadele eden Osmanlı ordusu, Anadolu’dan Yemen’e asker sevki yaptı. Çarpışmalar o kadar şiddetli oluyordu ki, Yemen’e evlatlarını gönderen aileler onlar artık dönmeyeceğine inanıyordu. Zaten ailelerin birçoğu cepheye giden evlatlarından haber alamadı. Her biri şehit olmuştu. Sağ kalan askerlerden bile evlerine dönenler olmamıştı. Sebebi ise Yemen’de kalıp yeni bir hayata başlamaktı. Bu sebepten ötürü halkın yaktığı Yemen türküsü dillerden dillere dolanarak günümüze kadar gelmiştir. Yemen türküsü ile ilgili en büyük tartışma konusu “burası Muştur, Huştur, Hiştir mi?” kelimeleri olmuştur. Türküye hem Muş ili hem de Elazığ ili sahip çıkmaktadır. Türküde geçmekte olan “Burası Muş’tur yolu yokuştur.” cümlesini kuran kişilerin Muşlu olması ve türkünün yazarı olan Düriye Keskin’in Muşta yaşaması cümlenin Muş olmasını sağlamaktadır. Bir diğer farklı söylev ise “Burası Huş’tur yolu yokuştur.” şeklinde olmaktadır. Birçok farklı şekilde değiştirilerek söylenmiştir Yemen türküsü. Ama son yapılan araştırmalara göre türkünün doğru şekli “Burası Muş’tur, yolu yokuştur.” şeklindedir. Türküler insanların acılarını paylaşan, en iyi şekilde yansıtan bir ağıt türüdür. Yemen türküsü de Anadolu insanının evlatlarına duyduğu özlemi en iyi şekilde yansıtmıştır. Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂Daha fazla hikaye okumak isterseniz Türküler ve Hikayeleri kategorimizi inceleyebilirsiniz. Başa dön tuşu

burası muştur türküsü ve hikayesi