🐽 Cinlerin Gelecekten Haber Vermesi Ile Ilgili Ayet
NewsYorum. Mardin’in Nusaybin ilçesinin 4 km kuzeyinde Çağçağ vadisinin batısında yer alan bir höyük bulunan Gırnavaz tepesi halk arasında cin tepesi olarak biliniyor. Buradaki cinlerin psikolojik ve bedensel özürlü hastalara şifa verdiği söylenmektedir. Ayrıca bu tepede halk arasında cinlerin reisi olarak bilinen Mir
Fakatorada geleceğin ALLAH katında olduğunu, gelecekten haberdar olduğuna inanılan cinlerin bile Hz Süleyman ’ın öldüğünü ancak bir kurdun asasını kemirerek, asası kırılınca anladığını ve gelecekle ilgili haberlerin cinlerin bilgisi dışında olduğunu ve bu bilgilerin ALLAH katında olduğuna dair bir konu var Kuranda.
Cinler, kâhin ve sihirbazlarla nasıl arkadaşlık ediyor? Cin ile irtibat kurmuş, arkadaş olmuş bir cinci şu yollar ile bu işi gerçekleştiriyor: Cinler ile görüşüp, onlardan yardım görmek isteyen, onlara bazı işler yaptırmak, bilinmeyen mazi (geçmiş) ile ilgili veya şu anda olanlarla ilgili haber almayı murad eden insan
Tümpagan kültürü ve gelenekleri yok etmek zorunda olan günümüzde yaşayan üç büyük semavi din ve onların uzantısındaki inançlar doğal olarak gelecekten haber vermeyi şeytansı tanımlamışlar ve korkutarak yasaklamışlardı. Apollo, kehanetlerin babasıydı ve "Orakl" merkezleri onun adına ve onurunaydı.
formundanakledilen hadisler tespit edilerek bu hadislerin sıhhatiyle ilgili bilgiler verilmiş ve gelecekten haber veren bu tür hadislerin nasıl anlaşılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Bu ve benzeri hadislerin hangi maksatla ifade edildiği ve günümüze bakan yönüyle bizlere ne gibi mesajlar verdiği tetkik edilmiştir.
Kurânı Kerim’de yer alan âyetlerden, kulak hırsızlığına teşebbüs eden cinlerin şihâp(akan-kayan- yıldız)larla imhâ edildiği anlaşılmaktadır.delili : (Mülk:5) Bunun hikmetinin, gaybdan haber verdiklerini ileri süren kâhinlerin, insanları saptırmalarının engellenmesi olduğu açıktır.aşağıda anlaşılacağı
Peygamberimizde,cinlerin insanın içine girebildiğini şu hadisle bildirmiştir. Şeytanın,insanın içinde damarlarına girip,kanı ile birlikte dolaşması için kişinin içine girmesi gerekmez mi? Rasulullah (s.a.v); “Şüphesiz, şeytan,insanın damarlarında kanı ile birlikte dolaşır.” Buyurmuştur.(Sahihi Buhari) Hicr suresinin
yJOoAi. En'âm / 100. Ayet وَجَعَلُوا لِلّٰهِ شُرَكَٓاءَ الْجِنَّ وَخَلَقَهُمْ وَخَرَقُوا لَهُ بَن۪ينَ وَبَنَاتٍ بِغَيْرِ عِلْمٍۜ سُبْحَانَهُ وَتَعَالٰى عَمَّا يَصِفُونَ۟ Buna rağmen tuttular, cinleri Allah’a ortak koştular; halbuki onları da Allah yaratmıştır. Bir de kesin bir bilgiye dayanmaksızın O’na oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Allah, onların ileri sürdükleri bütün bu nitelemelerden sonsuz derecede uzak ve çok yücedir. En'âm / 128. Ayet وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَم۪يعًاۚ يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ قَدِ اسْتَكْثَرْتُمْ مِنَ الْاِنْسِۚ وَقَالَ اَوْلِيَٓاؤُ۬هُمْ مِنَ الْاِنْسِ رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَٓا اَجَلَنَا الَّذ۪ٓي اَجَّلْتَ لَنَاۜ قَالَ النَّارُ مَثْوٰيكُمْ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّ رَبَّكَ حَك۪يمٌ عَل۪يمٌ Allah bütün insanları ve cinleri huzurunda toplayacağı kıyâmet günü “Ey cinler topluluğu! Siz insanlardan pek çoğunu yoldan çıkardınız” buyuracak. İnsanlardan cinlere uymuş ve onlarla iyice yakınlık peyda etmiş olanlar da “Rabbimiz! Doğrusu biz, birbirimizden faydalandık ve böylece bizim için takdir ettiğin sürenin sonuna geldik” diyecekler. Bunun üzerine Allah şöyle buyuracak “Sizin varacağınız yer ateştir. Allah aksini dilemedikçe, hepiniz orada sonsuza kadar kalacaksıznız.” Şüphesiz senin Rabbin, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olan, her şeyi hakkiyle bilendir. A'râf / 38. Ayet قَالَ ادْخُلُوا ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِكُمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ فِي النَّارِۜ كُلَّمَا دَخَلَتْ اُمَّةٌ لَعَنَتْ اُخْتَهَاۜ حَتّٰٓى اِذَا ادَّارَكُوا ف۪يهَا جَم۪يعًاۙ قَالَتْ اُخْرٰيهُمْ لِاُو۫لٰيهُمْ رَبَّنَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ اَضَلُّونَا فَاٰتِهِمْ عَذَابًا ضِعْفًا مِنَ النَّارِۜ قَالَ لِكُلٍّ ضِعْفٌ وَلٰكِنْ لَا تَعْلَمُونَ Allah şöyle buyuracak “Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan topluluklarıyla beraber siz de girin cehenneme!” Bu şekilde her bir topluluk ateşe girdikçe yoldaşlarına lânet edecek. Nihâyet hepsi birbiri ardınca orada toplandıklarında, sonra gelenler önce girenler hakkında “Rabbimiz! Bizi doğru yoldan işte bunlar saptırdılar; bu sebeple onlara iki kat ateş azabı çektir” diyecekler. Allah da “Her birinize iki kat azap var, fakat siz bilmiyorsunuz” buyuracak. Hûd / 119. Ayet اِلَّا مَنْ رَحِمَ رَبُّكَۜ وَلِذٰلِكَ خَلَقَهُمْۜ وَتَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ لَاَمْلَـَٔنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ اَجْمَع۪ينَ Ancak Rabbinin merhamet ettikleri haktan ayrılmaz ve anlaşmazlığa düşmezler. Zâten Allah onları asıl bunun için yaratmıştır. Böylece Rabbinin “Cehennemi mutlaka cinler ve insanlarla dolduracağım” sözü yerine gelmiş olacaktır. Hicr / 27. Ayet وَالْجَٓانَّ خَلَقْنَاهُ مِنْ قَبْلُ مِنْ نَارِ السَّمُومِ Cinlere gelince, onları daha önceden bedenin gözeneklerine işleyen zehirleyici, yakıcı, kavurucu bir ateşten yaratmıştık. Sâffât / 158. Ayet وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًاۜ وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ اِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَۙ Bir de kalkıp Allah ile cinler-melekler arasında bir soy bağı uydurdular. Oysa melekler çok iyi biliyor ki, bu tür iftirâda bulunanlar toplanıp hesapları görülmek üzere Allah’ın huzuruna çıkarılacak ve cehenneme atılacaklardır. Sâffât / 159. Ayet سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يَصِفُونَۙ Allah, onların bu asılsız yakıştırmalarından çok uzaktır, yücedir! Sâffât / 160. Ayet اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ Ancak Allah’ın ihlâsa erdirdiği kulları hariç! Onlar böyle yakıştırmalarda bulunmaz; aksine Rablerini şânına lâyık sıfatlarla yüceltirler. Sâffât / 162. Ayet مَٓا اَنْتُمْ عَلَيْهِ بِفَاتِن۪ينَۙ Allah’a karşı kimseyi azdırıp yoldan çıkaracak bir kuvvete sahip değilsiniz. Sâffât / 163. Ayet اِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ الْجَح۪يمِ Siz ancak ille de cehennemi boylayıp orada kavrulmak isteyen azgınları saptırabilirsiniz. Sâffât / 164. Ayet وَمَا مِنَّٓا اِلَّا لَهُ مَقَامٌ مَعْلُومٌ Melekler şöyle der “Bizim her birimizin Allah katında belli bir makamı ve vazîfesi vardır.” Sâffât / 165. Ayet وَاِنَّا لَنَحْنُ الصَّٓافُّونَۚ “O’nun emrini alıp yerine getirmek için bizler saf saf dizilmiş beklemekteyiz.” Sâffât / 166. Ayet وَاِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ “Biz, Allah’ın her türlü eksiklik ve ortaktan uzak olduğunu sürekli ikrar ve ilan etmekteyiz.” Neml / 17. Ayet وَحُشِرَ لِسُلَيْمٰنَ جُنُودُهُ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ وَالطَّيْرِ فَهُمْ يُوزَعُونَ Günün birinde cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları emri üzere Süleyman’ın huzurunda toplandılar. Hepsi birlikte onun tarafından düzenli bir şekilde sevk ve idâre ediliyordu. Neml / 39. Ayet قَالَ عِفْر۪يتٌ مِنَ الْجِنِّ اَنَا۬ اٰت۪يكَ بِه۪ قَبْلَ اَنْ تَقُومَ مِنْ مَقَامِكَۚ وَاِنّ۪ي عَلَيْهِ لَقَوِيٌّ اَم۪ينٌ Cinlerden bir ifrit “Ben, daha sen makâmından kalkmadan önce onu sana getiririm. Çünkü ben gerçekten bu konuda çok kuvvetli, güvenilir biriyim” dedi. Sebe' / 12. Ayet وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌۚ وَاَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِۜ وَمِنَ الْجِنِّ مَنْ يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِاِذْنِ رَبِّه۪ۜ وَمَنْ يَزِغْ مِنْهُمْ عَنْ اَمْرِنَا نُذِقْهُ مِنْ عَذَابِ السَّع۪يرِ Süleyman’ın emrine de rüzgârı verdik. Onunla sabah gidişte bir aylık, akşam dönüşte de bir aylık yol alırdı. Erimiş bakırı onun için kaynağından sel gibi akıttık. Cinlerden de, Rabbinin izniyle onun maiyetinde çalışanlar vardı. Onlardan kim emrimizden biraz sapsa, ona hemen çok yakıcı ateş azabından tattırırdık. Sebe' / 14. Ayet فَلَمَّا قَضَيْنَا عَلَيْهِ الْمَوْتَ مَا دَلَّهُمْ عَلٰى مَوْتِه۪ٓ اِلَّا دَٓابَّةُ الْاَرْضِ تَأْكُلُ مِنْسَاَتَهُۚ فَلَمَّا خَرَّ تَبَيَّنَتِ الْجِنُّ اَنْ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ الْغَيْبَ مَا لَبِثُوا فِي الْعَذَابِ الْمُه۪ينِ Süleyman’ın ölümünü takdir edip canını aldığımızda, son derece ağır işlerde çalışan cinler, onun öldüğünü ancak üzerine dayandığı değneğini kemiren bir ağaç kurdu sayesinde fark edebildiler. Değnek kırılıp Süleyman yere yıkılınca anlaşıldı ki, eğer cinler gerçekten duyularının ötesinde olup bitenleri bilmiş olsalardı, Süleyman öldüğü halde, kendilerini böyle zelil ve perişan eden ağır işleri yapmaya devam etmezlerdi. Sâd / 37. Ayet وَالشَّيَاط۪ينَ كُلَّ بَنَّٓاءٍ وَغَوَّاصٍۙ Binalar kuran, dalgıçlık yapan şeytanları da emrine boyun eğdirdik. Sâd / 38. Ayet وَاٰخَر۪ينَ مُقَرَّن۪ينَ فِي الْاَصْفَادِ Ayrıca demir zincirlerle birbirlerine bağlanmış daha nice yaratıkları da… Fussilet / 25. Ayet وَقَيَّضْنَا لَهُمْ قُرَنَٓاءَ فَزَيَّنُوا لَهُمْ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَحَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۚ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ۟ Biz onlara öyle kötü arkadaşlar musallat ettik ki, bunlar yaptıkları ve yapacakları bütün kötülükleri onlara süslü ve câzip gösterdiler. Böylece, kendilerinden önceki cin ve insan topluluklarının başına gelen azap sözü, onlar için de kaçınılmaz oldu. Gerçekten onlar, büyük bir hüsrâna uğramışlardır. Ahkaf / 18. Ayet اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۜ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ İşte bunlar, kendilerinden önce gelmiş geçmiş isyankâr cin ve insan toplulukları içinde, haklarında azap hükmünün kesinleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar, kıyâmet günü büyük bir hüsrâna uğrayacaklardır. Ahkaf / 29. Ayet وَاِذْ صَرَفْنَٓا اِلَيْكَ نَفَرًا مِنَ الْجِنِّ يَسْتَمِعُونَ الْقُرْاٰنَۚ فَلَمَّا حَضَرُوهُ قَالُٓوا اَنْصِتُواۚ فَلَمَّا قُضِيَ وَلَّوْا اِلٰى قَوْمِهِمْ مُنْذِر۪ينَ Hani cinlerden bir grubu, Kur’an’ı dinlemeleri için sana yönlendirmiştik. Onu dinlemek üzere hazır hâle geldiklerinde, birbirlerine “Susun, dinleyelim!” dediler. Okuman tamamlanınca da kavimlerine birer uyarıcı olarak döndüler. Ahkaf / 30. Ayet قَالُوا يَا قَوْمَنَٓا اِنَّا سَمِعْنَا كِتَابًا اُنْزِلَ مِنْ بَعْدِ مُوسٰى مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ يَهْد۪ٓي اِلَى الْحَقِّ وَاِلٰى طَر۪يقٍ مُسْتَق۪يمٍ Onlara şöyle dediler “Ey kavmimiz! Biz Mûsâ’dan sonra indirilen, daha önceki kitapları doğrulayan, gerçeğe ve dosdoğru bir yola rehberlik yapan bir kitap dinledik.” Zâriyât / 56. Ayet وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ Ben cinleri ve insanları ancak beni tanıyıp bana kulluk etsinler diye yarattım. Rahmân / 15. Ayet وَخَلَقَ الْجَٓانَّ مِنْ مَارِجٍ مِنْ نَارٍۚ Cinleri de dumanı olmayan saf bir ateş alevinden yarattı. Rahmân / 33. Ayet يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اِنِ اسْتَطَعْتُمْ اَنْ تَنْفُذُوا مِنْ اَقْطَارِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ فَانْفُذُواۜ لَا تَنْفُذُونَ اِلَّا بِسُلْطَانٍۚ Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin hududundan geçip gitmeye gücünüz yetiyorsa, haydi geçin gidin bakalım! Şunu bilin ki, onları ancak üstün bir güç, kuvvetli bir delil ve bilgi ile geçebilirsiniz. Rahmân / 35. Ayet يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِنْ نَارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنْتَصِرَانِۚ Üzerinize dumansız bir ateş alevi ve erimiş bir bakır gönderilir de ne yapsanız Allah’ın azabından kurtulamaz, kendinize yardım edecek kimse de bulamazsınız. Rahmân / 36. Ayet فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz? Rahmân / 37. Ayet فَاِذَا انْشَقَّتِ السَّمَٓاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِۚ Gök yarılıp kızarmış yağ gibi kıpkırmızı bir güle dönüştüğünde son derece korkunç bir hal alacak ve müthiş işler olacak! Rahmân / 38. Ayet فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz? Rahmân / 39. Ayet فَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْـَٔلُ عَنْ ذَنْبِه۪ٓ اِنْسٌ وَلَا جَٓانٌّۚ Artık o gün ne insanlara ne de cinlere günahları sorulur. Rahmân / 41. Ayet يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِس۪يمٰيهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاص۪ي وَالْاَقْدَامِۚ Ömürlerini günahla doldurmuş inkârcı suçlular sîmâlarından tanınırlar; derhal perçemlerinden ve ayaklarından kıskıvrak yakalanıp cehenneme atılırlar. Cin / 1. Ayet قُلْ اُو۫حِيَ اِلَيَّ اَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ فَقَالُٓوا اِنَّا سَمِعْنَا قُرْاٰنًا عَجَبًاۙ Rasûlüm! De ki “Bana vahiyle bildirildi ki, cinlerden bir topluluk beni Kur’an okurken dinleyip sonra da kavimlerine dönerek şöyle dediler Biz hârikulâde güzel bir Kur’an dinledik.» Cin / 2. Ayet يَهْد۪ٓي اِلَى الرُّشْدِ فَاٰمَنَّا بِه۪ۜ وَلَنْ نُشْرِكَ بِرَبِّنَٓا اَحَدًاۙ O her hususta doğru yolu gösteriyor; biz de ona iman ettik. Bundan böyle artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.» Cin / 3. Ayet وَاَنَّهُ تَعَالٰى جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًاۙ Şüphesiz Rabbimizin şânı çok yücedir. O ne bir eş edinmiştir; ne de bir çocuk.» Cin / 4. Ayet وَاَنَّهُ كَانَ يَقُولُ سَف۪يهُنَا عَلَى اللّٰهِ شَطَطًاۙ Şimdi öğreniyoruz ki, meğer bizim beyinsizlerimiz, Allah hakkında yalan yanlış şeyler söylüyormuş.» Cin / 5. Ayet وَاَنَّا ظَنَنَّٓا اَنْ لَنْ تَقُولَ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللّٰهِ كَذِبًاۙ Oysa biz, insanların da cinlerin de Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk.» Cin / 6. Ayet وَاَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْاِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًاۙ “Gerçi, öteden beri insanlardan bazı adamlar cinlerden birtakım adamlara sığınıyor, böylece onların kibir ve azgınlıklarını artırıyor, cinler de kendilerine sığınanların günahına günah, isyânına isyân katıyorlardı.» Cin / 7. Ayet وَاَنَّهُمْ ظَنُّوا كَمَا ظَنَنْتُمْ اَنْ لَنْ يَبْعَثَ اللّٰهُ اَحَدًاۙ Onlar da, sizin sandığınız gibi, Allah ölen kimseyi bir daha diriltmeyecek sanıyorlardı.»” Cin / 8. Ayet وَاَنَّا لَمَسْنَا السَّمَٓاءَ فَوَجَدْنَاهَا مُلِئَتْ حَرَسًا شَد۪يدًا وَشُهُبًاۙ “Doğrusu biz, melekleri dinlemek için göğe yükselmek istedik. Bir de ne görelim Orası sert ve güçlü bekçilerle, alev fışkırtan mermilerle dopdolu.» Cin / 9. Ayet وَاَنَّا كُنَّا نَقْعُدُ مِنْهَا مَقَاعِدَ لِلسَّمْعِۜ فَمَنْ يَسْتَمِعِ الْاٰنَ يَجِدْ لَهُ شِهَابًا رَصَدًاۙ Oysa önceleri biz, haber dinlemek için orada oturacak yerler bulup otururduk. Fakat şimdi, Kur’an inmeye başladıktan sonra, artık kim göğe çıkıp melekleri dinlemeye kalksa, kendisini gözetleyen bir alev topuyla karşılaşıyor!» Cin / 10. Ayet وَاَنَّا لَا نَدْر۪ٓي اَشَرٌّ اُر۪يدَ بِمَنْ فِي الْاَرْضِ اَمْ اَرَادَ بِهِمْ رَبُّهُمْ رَشَدًاۙ Göğün böyle sıkı denetim altına alınmasıyla yeryüzü ahâlisi için bir kötülük mü kastedilmiştir, yoksa Rableri onlar için bir iyilik mi dilemiştir; onu biz bilemiyoruz?» Cin / 11. Ayet وَاَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذٰلِكَۜ كُنَّا طَرَٓائِقَ قِدَدًاۙ Bize gelince, içimizde dürüst ve erdemli kimseler de var, bunun çok aşağısında kalan azgınlar da. Tıpkı insanlar gibi biz de farklı inançlara sahip çeşitli gruplara ayrılmış vaziyetteyiz.» Cin / 12. Ayet وَاَنَّا ظَنَنَّٓا اَنْ لَنْ نُعْجِزَ اللّٰهَ فِي الْاَرْضِ وَلَنْ نُعْجِزَهُ هَرَبًاۙ Artık şu gerçeği iyice anlamış bulunuyoruz ki, biz ne yeryüzünde Allah’ın iradesine karşı koyabiliriz, ne de O’nun elinden kaçıp kurtulabiliriz.» Cin / 13. Ayet وَاَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدٰٓى اٰمَنَّا بِه۪ۜ فَمَنْ يُؤْمِنْ بِرَبِّه۪ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًاۙ Ne zaman ki doğru yolu gösteren Kur’an’ı dinledik, hemen ona iman ettik. Rabbine iman eden kimse, ne ecrinin eksilmesinden korkar, ne de zulme uğramaktan.» Cin / 14. Ayet وَاَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَۜ فَمَنْ اَسْلَمَ فَاُو۬لٰٓئِكَ تَحَرَّوْا رَشَدًا İçimizde Allah’a teslimiyet yolunu seçenler de var, doğru yolu terk eden zâlimler de. Kim teslimiyet yolunu seçip Allah’ın emirlerine boyun eğerse, işte onlar doğru yolu arayıp bulmuş olanlardır.» Cin / 15. Ayet وَاَمَّا الْقَاسِطُونَ فَكَانُوا لِجَهَنَّمَ حَطَبًاۙ Doğru yolu terk eden zâlimler ise cehenneme odun olacaklardır.»” Cin / 16. Ayet وَاَنْ لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّر۪يقَةِ لَاَسْقَيْنَاهُمْ مَٓاءً غَدَقًاۙ Eğer insanlar ve cinler, Allah’ın yolu üzerinde dosdoğru yürüselerdi, onlara bol bol yağmur verir, rızıklarını genişletirdik. Cin / 17. Ayet لِنَفْتِنَهُمْ ف۪يهِۚ وَمَنْ يُعْرِضْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّه۪ يَسْلُكْهُ عَذَابًا صَعَدًاۙ Aslında verdiğimiz bu nimetlerle onları imtihan ediyoruz. Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Allah onu gittikçe artan çetin bir azaba uğratır. Nâs / 1. Ayet قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِۙ De ki “Sığınırım insanların Rabbine”, Nâs / 4. Ayet مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِۙ “O sinsi şeytanın üflemelerinin şerrinden”, Nâs / 5. Ayet اَلَّذ۪ي يُوَسْوِسُ ف۪ي صُدُورِ النَّاسِۙ “İnsanların kalplerine üfleyen o sinsi şeytanın.” Nâs / 6. Ayet مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ “Ki o, cinlerden de olur, insanlardan da.” En'âm / 112. Ayet وَكَذٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا شَيَاط۪ينَ الْاِنْسِ وَالْجِنِّ يُوح۪ي بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُورًاۜ وَلَوْ شَٓاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ İşte biz her peygamberin karşısında insan ve cin şeytanlarından oluşan bir düşman şebeke var etmişizdir. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldayıp dururlar. Şayet Rabbin dileseydi böyle yapamazlardı. Bu bakımdan onları, uydurdukları yalanlarla başbaşa bırak! En'âm / 130. Ayet يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ اٰيَات۪ي وَيُنْذِرُونَكُمْ لِقَٓاءَ يَوْمِكُمْ هٰذَاۜ قَالُوا شَهِدْنَا عَلٰٓى اَنْفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ اَنَّهُمْ كَانُوا كَافِر۪ينَ Allah onlara “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden âyetlerimi size okuyup açıklayan ve hesap vereceğiniz bu günle karşılaşacağınızı söyleyerek sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” diye soracak. Onlar da “Kendi aleyhimize de olsa şâhitlik ederiz ki, evet geldi” diyecekler. Önceden dünya hayatı onları aldatmış, böylece inkâr yolunu tutmuşlardı; şimdi de kendi aleyhlerinde şâhitlik yapıp kâfir olduklarını itiraf edecekler. İsrâ / 88. Ayet قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰٓى اَنْ يَأْتُوا بِمِثْلِ هٰذَا الْقُرْاٰنِ لَا يَأْتُونَ بِمِثْلِه۪ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَه۪يرًا De ki “Bütün insanlar ve cinler şu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler ve bu hususta güçlerini birleştirip birbirlerine yardımcı da olsalar, imkânı yok, asla onun bir benzerini getiremezler. Kehf / 50. Ayet وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ كَانَ مِنَ الْجِنِّ فَفَسَقَ عَنْ اَمْرِ رَبِّه۪ۜ اَفَتَتَّخِذُونَهُ وَذُرِّيَّتَهُٓ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُون۪ي وَهُمْ لَكُمْ عَدُوٌّۜ بِئْسَ لِلظَّالِم۪ينَ بَدَلًا Bir zamanlar meleklere “Âdem’e secde edin!” diye emretmiştik de hepsi secdeye kapanmış, fakat İblîs secde etmemişti. O cinlerdendi ve bu yüzden Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Böyle iken siz, beni bırakıp da, size düşman oldukları halde onu ve soyunu mu dost ediniyorsunuz? Zâlimler için bu ne kötü bir değiştirmedir! Sebe' / 41. Ayet قَالُوا سُبْحَانَكَ اَنْتَ وَلِيُّنَا مِنْ دُونِهِمْۚ بَلْ كَانُوا يَعْبُدُونَ الْجِنَّۚ اَكْثَرُهُمْ بِهِمْ مُؤْمِنُونَ Melekler ise “Seni noksan sıfatlardan ve herhangi bir ortağının bulunmasından pak ve uzak tutarız. Bizim dostumuz, sahibimiz ve koruyucumuz ancak sensin! Bizim onlarla bu mânada hiçbir münâsebetimiz olmamıştır, olamaz da! Hayır, onlar, bize değil cinlere tapıyordu ve çoğu onlara inanıyordu” diye cevap verecekler. Fussilet / 29. Ayet وَقَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا رَبَّنَٓا اَرِنَا الَّذَيْنِ اَضَلَّانَا مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ نَجْعَلْهُمَا تَحْتَ اَقْدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ الْاَسْفَل۪ينَ İnkâra saplanmış olanlar cehennemde şöyle diyecekler “Rabbimiz! Gerek cinlerden gerek insanlardan bizi saptıranları bize gösteriver; onları ayaklarımızın altına alıp çiğneyelim de böylece en aşağılık kimseler olsunlar!” Rahmân / 56. Ayet ف۪يهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِۙ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ O cennetlerde bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş öyle tatlı bakışlı güzel kadınlar vardır ki, bunlardan önce kendilerine ne bir insan eli değmiştir ne de cin. Rahmân / 74. Ayet لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ Daha önce kendilerine ne bir insan eli değmiştir, ne de cin.
Cinler Ve Gelecek Hakkında Bu husus bilhassa son zamanlarda sık gündeme geliyor. Sorunuzun cevabını verelim Cinler gelecekten haber veremez, bir defa bunun kuşkusuz unutulmaması şarttır. Gelecek anlamında dile getirdiğimiz kelime gayb, his ve bilgimiz ile algılama edemediğimiz ve edinemediğimiz rahat hususlardır. Kimi şarlatan müneccim, tarotçu ya da astrologlar, gaybden yani gelecekten haber verebildiklerini bahis ederler. Bunların iddiası şüphesiz dürüst değildir ve ben Müslümanım diyenin inanmaması gereken kayda değer bir husustur. Çünkü gaybın anahtarı Allah’ın himayesindedir. Tarotçu ve Astrologlara inanmamak gerekir. Falcıların bilebildiği tek şey, birazdan cebinizdeki üç-beş kuruş paranın ceplerine gireceğidir. Cinler Gelecekten Haber Verebilir mi? cinler gelecekten haber verebilir mi İman etmiş, Müslüman cinlerle irtibat halindeki bir kişinin eğer ehli sünnet şuur ve maneviyatı tam ise onun Müslüman cinlerle yaptığı istişareye bir nebze güvenilebilir. Fakat bu istişare gelecekten haber verme manası taşımaz. Bir cin, geçmişte yaşanmış bir olayı bilebilir, kaybı bulabilir. Bütün bunlar geleceğe ait veriler değildir malumunuz. Cinler, olma şartları gerçekleşmiş bir konu üstünde tahmin yürütebilirler. Büyük bir üstte oturduğumuzu ve rayları iyice görebildiğimizi düşünelim. O esnada benzer rayı yanlışlıkla kullanan iki tren olduğunu, tepedeki görebiliyor fakat aynı rayı kullanan trenin makinistleri olayın haberdar değiller. Kaza, kendi raylarına geçmezlerse zorunlu! Çıplak gözle bu durumu görebilen bizler, trenlerin kısa süre içinde kaza yapabileceğini haber veriyorsa, bu husus gayba ve dolayısıyla gelecekten farkında olan etmeye, yani bir anlamda falcılığa girmez. Şartları gerçekleşmiş bir olayın bir sonraki aşamasını “tahmin” etmek ise gelecekten haberdar etmek demek değildir. Mevla iki treni de aniden durdurabilir, yol çökebilir, yıldırım düşebilir.. Özetle geleceği yalnızca Allah Zülcelal bilebilir. Cinlerin on lafının sekizi yalandır genel düşüncesinden hareketle bu hususlara da çok irtibat etmemek gerekir. Cin Nedir? Tıkla Öğren Post Views 179 CinlerCinler Gelecekten Haber Verebilir mi?
Cinlerle ilgili; dini metinler ve halk inanışları çerçevesinde derlenmiş bilgiler. Cinlerin özellikleri, davranışları, yemekleri, cinlerle cinsel ilişki, cinlerden korunma… Cinlerle İlgili Bilgilerin Kaynakları Günümüz Türk toplumunda cin ve iblislere dair halk inanışlarının kahir ekseriyetini Kuran ve hadisler Hz. Muhammed’in kaydedilmiş sözleri olmak üzere muhtelif İslami kaynaklar ile İslam öncesi Arap folklorunun İslamize edilmiş bir takım rivayetleri belirler. Bununla beraber Türklerin İslam öncesi dönemden gelen bir takım inanışları da gerek İslami forma bürünerek gerekse de Pagan dönemdeki formlarını aynen koruyarak yaşamayı sürdürmektedir. Söz konusu inanışların başlıcaları ve bunlardan yola çıkılarak hazırlanan cin ve iblislerle ilgili bilgilerden önemli bir kısmı ise şunlardır Cinlerin Genel Özellikleri Erkek ve dişilerden oluşurlar. İnsanlar gibi doğar, büyür, yer içer, uyur ve ölürler. Kabile ve gruplar halinde yaşarlar. Muhammed Peygamber ve koyun dışında her şekle girebilirler. Cinlerin gelecekten haber veremediklerine inanılır. Ancak çok hızlı hareket edebildikleri ve görünmedikleri için insanların sırlarını ve gizli konuşmalarını vb. dinleyip, gözlemleyip gerek duyduklarına birbirlerine ve cinci hoca, hüddam gibi kişilere açıklayabilirler. En az 400, en fazla sene yaşarlar. Nadiren de olsa seneden daha uzun süre hayatta kalmış olanları da vardır. Cinlerin çocukları 40 yaşına kadar annelerinden beslenirler. Müslüman, Hristiyan, Yahudi cinler olduğu gibi dinsiz cinler de vardır. Cinlerin Yaşadıkları Yerler Köy ve Kırsal Bölgeler Bilal bin El Haris, bir rivayetinde şunları anlatır Bir yolculuk sırasında Allah’ın peygamberi ile birlikte bir yerde konakladık. Peygamber, defi hacet için dışarıya çıktılar. Ben de peşinden temizliğine yardımcı olmak amacıyla ibrik götürdüm. Yanına yaklaştığımda bazı insanların birbirleriyle kavga eder gibi ağız dalaşı yaptıklarına işaret eden sesler işittim. Hiç böyle ses işitmemiştim. Sonra Allah Resulü geri döndüler. Kendisine “Ey Allah’ın Peygamberi! Senin yanında bazı erkeklerin kavga seslerini duydum. Ama konuşan kimseyi görmedim?” dedim. Allah Resulü “Müslüman cinler ile Müslüman olmayan bazı cinler birbirleriyle kavga edip, çekiştiler. Beni aralarına hakem tayin ettiler. Kendilerini bir yerlere yerleştirmemi istediler. Ben de Müslüman olan cinleri köy ve dağlara, Müslüman olmayan cinleri de dağlarla denizler arasına yerleştirdim.” buyurdular. Bu rivayet kaynaklı olarak, cinlerin çoğunlukla köy ve kırsal bölgelerde meskun olduklarına inanılır. Terk Edilmiş Ev ve Harabeler Uzun süredir kullanılmayan, terk edilmiş evleri ve harabeleri sahiplenirler. Cin ve demonlar insanların bulunduğu mekanlarda bulunabilir ve bazen beraberce yaşarlar. Cin ve demonların eve girmemesi için eve girerken sağ ayakla ve besmele çekerek girmek gerekir. Bazen içinde insan yaşayan evlerde de görülür, evin sakinlerine rahatsızlık ve zarar verirler. Ev sakinlerine görünerek onları korkutur, evin içine pislik ve taş atarlar. Müslüman cinler, insanlara zarar vermemek için evlerin içinde değil daha çok tavanlarında bulunurlar. Müslüman bir cinin sahiplendiği evi terk etmesi istendiğinde üç gün mühlet verilmesi gerekir. Müzik çalınan, içinde resim ve heykel bulunan yerlerde çok olurlar. Çöplük ve Pis Yerler Cinler, çöplük gibi pis yerleri mesken edinirler. İslam Peygamberi evlerde bırakılan çöplerin cinlerin toplantı yerleri olacağını bildirmiştir. [1]Abdurrezak, Musannaf, XI, 32. Haşere Delik ve Oyukları Hz. Muhammed yeryüzündeki haşere deliklerine idrar yapmayı yasakladı. Bunun sebebi Kuran yorumcularından Katade’ye “Bu deliklere idrar yapmak niye men edildi?” diye sorulmuştu. O da şu cevabı verdi “Bunların cinlere ait meskenler olduğu söyleniyordu.”[2]Ebu Dâvud, Tahâret, 16, 29; Nesâi, Tahâret 30; 1, 33, 34; A. H. Müsned, V, 82. Tuvalet ve Kanalizasyonlar İslam Peygamberi Hz. Muhammed ; kemik ve tezekle ilgili olarak, bu maddelerin “cinlerin yiyecekleri” olduğunu ifade etmiştir. [3]Müslim, Salat 150 450; Tirmizi, Tefsir, Ahkâf 3254; İmam-ı Şiblî, Cinlerin Esrarı, 96 Bazı din bilginlerine göre kemik; cinlerin, tezek ise cinlerin kendi cinslerinden olan hayvanlarının yiyeceğidir. Bu sebeple söz konusu maddelerden tezeğin en bol bulunduğu yer olan tuvalet ve kanalizasyonlarda cinlerin bolca bulunduğu düşünülür. İncir Ağacı Çevresi Yaygın bir Türk halk inanışına göre incir ağaçlarının çevresi; cinlerin en yoğun olarak bulunduğu, ikamet ettiği bölgelerdendir. Bu sebeple özellikle akşam vakitlerinde incir ağaçlarının yanına yaklaşmaktan kaçınılır. İncir ağacının altına işemenin, idrarını yapan kişiye cinlerin musallat olmasına yol açacağına inanılır. Bununla bağlantılı bir başka inanca göre ise incir ağacından düşen kimselerin neredeyse kesin olarak ya sakat kalacağına ya da kısa süre içinde öleceğine inanılır. Ortaya Çıkış ve Kayboluş Zamanları Yaygın bir İslam inanışına göre; cinler, İslam Peygamberi Hz. Muhammed ile yaptıkları bir anlaşma gereği; akşam ezanı okununca yani güneş tam olarak batınca dünyaya özgürce dağılırlar. Sabah ezanı okununca yani Güneş doğmadan evvel etraf aydınlanmaya başlayınca; dağ tepeleri, çöller, derin ormanlar gibi ıssız yerlere çekilip dünyayı insanlara bırakırlar. Bu sebeple pek çok Müslüman, akşam olduktan sonra özellikle ıssız yerlerden geçmelerini gerektiren yolculuklara tek başına çıkmazlar. Çocuklar da akşam olduktan sonra evin önünde oynamak için bile olsa dışarı çıkarılmaz. Cinlerin Hoşlanmadıkları Şeyler Dua ve İbadet Edilmesi Cin ve demonlar bulundukları yerde ibadet ve dua edilmesinden hoşlanmazlar. Ezan Müslümanlara göre ezandan bilhassa nefret ederler. Akşam ezanı okunduğunda cinlerin dünyası ve insanların dünyası iç içe geçtiği için cinler daha çok akşam ezanından sonra görülür. Sabah ezanı okunduğunda ise dağılırlar. Bu inanışın temelini İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in şu sözleri oluşturmaktadır Güneş batıp gece karanlığı bastığında, yahut akşamladığınız zaman, çocuklarınızı dışarı çıkmaktan men ediniz. Çünkü şeytanlar o sırada etrafa dağılırlar, faaliyete geçerler. Geceden bir saat / biraz zaman geçtikten sonra, çocukların eve gelmelerini sağlayın ve kapıları kilitleyin ve Allah’ın adını anın. Çünkü, şeytan kapalı bir kapıyı açmaz. [4]Buharî, Eşribe, 22. Üzerlik Otu Üzerlik yahut nazar otu adıyla bilinen bitkinin dumanından çok rahatsız olurlar. Bir mekan cinlerden temizlenmek yahut cinlerin uzak tutulması isteniyorsa o mekanda düzenli aralıklarla üzerlik yakılması suretiyle tütsülenmesi gerekir. Sirke Cinler sirke ve sirke kokusunu hiç sevmezler. Cinlerin evden uzaklaştırılması için evin banyo ve tuvaleti hariç her yerinin sirke veya sirkeli suyla silinmesi gerekir. Demir Anadolu’da cinlerin saf demirden korktuklarına dair yaygın bir inanç vardır. Özellikle Alkarısı denen ve kadın ve çocuklara musallat olan demona demir iğne batırıldığında şekilde değiştirme özelliğini kaybedip, iğneyi batıran kişinin kölesi olacağına inanılır. Alkarısı, batırılan iğneyi asla kendi çıkaramaz. Bir şekilde bu iğne vücudundan çıkarılırsa köleliği sona erer ve kaçar. Benzer şekilde karabasan ve uyku iblislerinden korunmak için yastığa iğne batırılması yahut yatağın yanında demir makas veya bıçak bulundurulması da yaygın bir uygulamadır. Koruyucu Muska, Tılsım ve Dualar Muska Üçgen biçiminde katlanıp, su geçirmez bir kılıfa konulan ve boynuna takanı, üzerinde taşıyanı ya da sahip olanı zararlı doğaüstü etkilerden koruyup, iyilik getirdiğine ya da hastalıktan vb. kurtardığına inanılan, içinde dinsel ve büyüsel bir gücün saklı olduğu düşünülen, genellikle Arap harfleriyle yazılan kağıt. Vefk Muhtelif güç ve etkilere sahip olduğu düşünülen harf ve sayıların, belirli matematiksel denklemlerle, kare ve dikdörtgen şekillerinin içine yazılmasıyla elde edilen bir tılsım çeşidi. Korunma Duaları Cin ve demonlar, genellikle Kuran’daki Felak, Nas ve Ayetel Kürsi dualarının okunduğu yerlerden uzaklaşırlar. Bu ayetler korunma amacıyla 3, 7, 41 gibi tek sayılardan oluşan adetlerde okunur. Levha olarak yazılıp duvara asıldıkları yerlere giremeyeceklerine yahut yazılı şekillerini muska olarak üzerinde taşıyan kişilere zarar veremeyeceklerine de inanılır. Cinlerin Beslenmeleri Cinlerin yemeği çoğunlukla insan artıklarıdır. Kemik, dışkı, pirinç ve soğan kabuklarını yemeyi severler. Besmele çekilmeden ve sağ el dışında yenen yemeğe ortak olurlar. Yemeğe başlarken besmele çekmeyi unutmuşsak ve bu yüzden cin yemeğimize ortak olduysa, sofradan kalkmadan besmele çektiğimiz takdirde cin yediklerini kusmak zorunda kalır. Cin Çarpması ve Musallat Cin Çarpması Nedir Cinlerin, insanlara cezalandırma amaçlı olarak yaptıkları doğaüstü saldırılar cin çarpması olarak tanımlanır. Bu saldırılar sonucu, saldırıya uğrayan kişinin vücudunda çeşitli anormallikler gözlemlenir. Uğranılan saldırı sebebiyle yaşanan şok sonucunda kısmı veya tam felç, epilepsi nöbetleri, bilhassa yüz kısmında gözlemlenen kasılma ve şekil bozuklukları da cin çarpması olarak ifade edilir. Cin çarpması çoğunlukla tek seferlik cin saldırıları için kullanılan bir ifadedir. Ancak cin çarpması hadisesinin ardından musallat denilen başka bir fenomen devreye girebilir. Musallat Nedir Cin çarpması tek seferlik cin saldırılarına verilen isim iken musallat, cin çarpmasından farklı olarak; cinlerin kişiye sürekli olarak zorbalıkta bulunması, sıkıntı vermesi halidir. Verilen sıkıntının şekli ve şiddeti farklı seviyelerde gelişebilir. Daha çok tek başına yaşayanlarla, kadın ve çocuklara musallat olurlar. Musallat oldukları kişinin tuvalette uzun süre ve yalnız kalmasını teşvik ederler. Eğer bir kişi banyoda uzun süre kalırsa o kişiye bir cin aşık veya musallat olabilir. Cinlerle alay ederseniz size musallat olurlar. Cinler daha çok abdestsiz bilhassa cenabet dolaşanlara musallat olur, onları çarparlar. Akşam ezanından sonra banyo yapılırsa cin çarpabilir. Akşam ezanından sonra dışarı su dökülmez. Dökülürse cin çarpabilir. Akşam ezanından sonra mutfakta sıcak su dökülmez. Üzerine sıcak su dökülmesi cinlere zarar verdiği için cin çarpmasıyla sonuçlanabilir. Akşam ezanından sonra evin dışında taharet giderilmez. Giderilirse cin çarpabilir. İnsan idrarı cinleri felç eder. Cinin üzerine veya sofrasına idrar yapılırsa cin çarpar. İşemeden önce besmele çekilmez veya “Destur” denmezse cinlerin veya sofralarının üzerine işenebilir. Bu da cin çarpmasına yol açar. Görünmez oldukları için bilmeden cinlerin sofralarına basılırsa, basan kişinin ayak parmağı şişer. Cin Musallatı Belirtileri Bir kişinin sağ kulağına ezan okunduğunda o kişi bayılır, çığlık atar, titrer, ellerini gözlerine kapatır veya ağlarsa bu içine cin girdiği veya musallat olduğu anlamına gelir. Karşımızdaki kişinin insan kılığına girmiş bir cin olduğunu çok hızlı nefes alıp vermesinden ve ayaklarının ters olmasından anlayabiliriz. Kişi sürekli olarak Uykuya dalmakta zorluk çekiyorsaUyuduğunda sürekli korkunç rüyalar görüyorsaRüyasında; kedi, köpek, kurt, tilki, aslan, inek ve fare gibi hayvanları sıkça görüyorsa Rüyasında kendini kabirde, pis yerlerde, korkunç yollarda görüyorsaRüyasında sürekli garip insanlar görüyorsa mesela siyah, çok kısa veya uzun boylu insanlar… Gördüğü rüyalar; genellikle karanlık yada alaca karanlık ortamlarda geçiyorsaUykuda farkında olmadan sürekli dişlerini gıcırdatıyorsaUykusunda ağlıyor, gülüyor veya çığlık atıyorsaUykusunda sürekli yüksek bir yerden düşüyor gibi oluyorsaUyandığında kendini toplaması uzun sürüyor, yataktan bir türlü kalkamıyorsa O kişiye cin musallat olmuş olabilir. Cin ve Demon Çağırma Belirli ritüelleri gerçekleştirerek cin çağrılabilir. Cin çağırıldıktan onlara sorular sorulup, cevaplar alınabilir. Hüddam denilen cinci hocalar bazı cinleri hükümleri altına alıp insanlara musallat edebilirler. Cin çağırma törenlerine genellikle Müslüman olmayan cinler icabet eder. Cin çağıran kişilere çokça musallat olurlar. Müslüman cinler insanlara yardım ederler. Bazen insanları diğer cinlerden korumak için mücadele ederler. Özellikle yapılan cin çağırma ritüellerinin yanı sıra cinlerin isimlerinin anılmasının da ismin anıldığı yere cinlerin gelmesine neden olduğuna inanılır Üç Harfliler Yaygın bir Türk halk inanışına göre; eğer bir yerde cin kelimesi telaffuz edilir veya cinlerin adı anılırsa oraya cinler gelir. Bu durumdan kaçınmak için sıklıkla Türkçe’de üç harften oluşan cin sözcüğü yerine dolaylı anlatım amacıyla “üç harfliler” ifadesi kullanılır. Cinler ve Cinsel İlişki Rüyada sürekli diş çektirdiğini görmek, o esnada cinlerin rüyayı gören kişiyle cinsel ilişkiye girdikleri anlamına gelir. Rüyada sürekli merdiven inip çıkmak, cinlerin rüya gören kişiyle cinsel ilişki kurdukları anlamına gelir. Rüyada yüksek yerlerden düşmek; cinlerin, rüyayı gören kişiyle cinsel ilişki kurdukları anlamına gelir. Cinsel ilişki öncesinde besmele çekilmezse cinler eşlerimize ve çocuklarımıza ortak olur. Cinsel ilişki sırasında üzerimizde bir örtü olmazsa cinler ilişkiye dahil olarak o ilişkiden doğacak çocuğa ortak olurlar. Cinlerin dişilerine peri denir ve bazen erkeklere aşık olurlar. Periler insan erkeklere aşık olduklarında onlara çok güzel kadınlar şeklinde görünüp, baştan çıkarmaya çalışırlar. İnsanlarla cinsel beraberlik yaşayan perilerin insandan çocukları olabilir. Cin Mahkemeleri Bazen kendilerine zarar veren insanları kaçırıp cin mahkemelerinde yargılarlar. Bir rivayete göre Hz. Aişe validemiz bir gece cinler tarafından yatağından kaldırılarak yüksek bir mahkemenin huzuruna getirilir. Hz. Aişe validemiz sebebini sorunca “Sen cinlerden bir Müslüman katlettin. Bunun mahkemesi yapılacak.” denildi. O da “Ben nerede bir cin öldürdüm?” dediğinde ona cevap verildi “Sen Kuran okurken bizim Müslüman cin kardeşlerimizden birisi bir yılanın içine girerek seni dinlemeye geldi. Siz hanenizde o yılanı görünce öldürdünüz. Dolayısıyla içinde bulunan kardeşimiz de öldü. Bunun hesabı görülecek.” [5]Kurtubi, el-Camiu Liahkami’l-Kur’an, 16/214,215. Hadisenin sonunda barış ve anlaşma yapıldı. Olay tatlıya bağlandı.” Cin Düğünleri Cinlerin de insanlar gibi doğup büyüdükleri, kendi aralarında sosyalleştikleri ve öldüklerine inanılır. Bu bağlamda cinlerin kendi aralarında evlendikleri ve bunun sonucu olarak üreyip çoğaldıkları düşünülür. Cinlerin birden fazla evlilik yaptıkları rivayet edilir. Çeşitli rivayet ve hikayelerden anlaşıldığı kadarıyla cin düğünleri ıssız orman veya uzak tarlalarda gerçekleşir. Cin düğünleri insanlar tarafından doğrudan görülmezler. Bulunulan yerde kaynağı belirsiz ışık, davul ya da eğlence sesleri duyulması yoluyla orada bir cin düğünü yapılmakta olduğu düşünülür. Kısa sürerler. Okuduklarını nasıl buldun?
Cin nedir, ne anlama gelir? Cinler neyden yaratılmıştır? Cinlerin özellikleri nelerdir? Cinler Kur’an’da geçiyor mu? Cinler gaybı bilebilir mi? Cinler Müslüman mı? Cinlerden korunma duası var mıdır? Ayet ve hadislerle cinler hakkında bilgiler. CİN NEDİR? Meleklerden ayrı olarak, yine latîf varlıklardan olan cinlerin varlığı Kitap ve sünnetle sabittir. Tekili cinnî olup, cânn kelimesi cin ile eş anlamlıdır. Gûl ve İfrît cinlerin değişik türlerindendir. CİNLER NEYDEN YARATILMIŞTIR? Kur’an’a göre insan topraktan, cinler ise ateşten yaratılmıştır. “Cinleri öz ateşten yarattı.” [1] “Şüphe yok ki, biz insanı kuru çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık. Cinleri de daha önce, zehirli ateşten yarattık.”[2] Bu âyet cinlerin insan türünden önce yaratıldığını göstermektedir. Cinler yeryüzünde bulunur, mü’minleri ve kâfirleri vardır. İnsanlar gibi, Allah’ın emir ve yasaklarıyla yükümlüdürler, kendilerine peygamberler gönderilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur “Ey cin ve insan topluluğu! Size, içinizden, âyetlerimi anlatan ve şu kıyamet gününüzün geleceğini haber verip sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” [3] Cinlerin mutlak gabya ait bilgileri yoktur. Ancak hayat sürelerinin uzunluğu, ruhânî varlıklar olmaları, meleklerden haber çalmaları gibi sebeplerle, insanların bilmediği geçmişe veya şimdiki zamana ait bazı olayları bilebilirler. Ancak bu durum onların insanlardan üstün olduğu anlamına gelmez. Cinler, doğru ve yanlış karışık bilgileri, bağlantılı oldukları kişiye aktarabilirler. Bu kişilere cinci ve büyücü denir. İslâm’da bu gibi cin işleriyle uğraşmak yasaklanmıştır. CİNLERİN ÖZELLİKLERİ Cinler de insanlar gibi imân ve diğer İslâmî hükümlerle yükümlüdürler. “Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”[4] âyeti bunun delilidir. Cinler tıpkı insanlar gibi yerler, içerler, evlenir ve çoğalırlar, erkeklik ve dişilikleri vardır, doğar, büyür ve ölürler. Ancak onların ömrü kendi zaman birimlerine göre 60-70 yıl olmakla birlikte, dünya zaman birimine göre bu süre bin yıla kadar çıkabilmektedir. HZ. SÜLEYMAN VE CİNLER Cinlerin yaratılışı türlü şekillere girmeye ve ağır işler görmeye elverişlidir. Nitekim, Hz. Süleyman, Belkıs’ın tahtını Yemen’den getirtmek isteyince İfrît adlı bir cin şöyle demiştir “Daha sen yerinden kalkmadan ben sana onu getiririm, benim herhalde buna yetecek gücüm vardır.” [5] Süleyman Kudüs’te, getirtilecek taht ise Yemen’de idi. Ancak daha sonra, bu tahtı, Allah’ın veli kullarından bir kul olan Asaf İbn Berhiyâ, göz açıp kapayıncaya kadar getirmiştir. Bu durumu Cenâb-ı Hak şöyle beyan eder “Nezdinde kitaptan bir ilim bulunan kimse Ben, onu sana göz açıp kapayıncaya kadar getiririm’ dedi.” [6] Bu durum, bir maddenin “ışınlama yoluyla” başka yere nakledilebileceğini gösterir. Diğer yandan Süleyman Peygamber cinleri ağır ve güç işlerde çalıştırmıştır.[7] CİNLER MÜSLÜMAN MI? Hz. Peygamber Ukaz panayırına giderken Nahle’de sabah namazını kıldırmış, bir grup cin gelip Kur’an dinlemiş ve müslüman olmuştur. Bu durum Rasûlullah’a Cin sûresinin ilk âyetlerinde haber verilmiştir.[8] Abdullah İbn Mes’ûd naklettiğine göre, bir gece Rasûlullah aralarından kaybolmuş, şehir dışında vadilerde aranmasına rağmen bulunamamıştı. Sabah olunca Hira yönünden geldiğini gördüler. Allah Elçisi durumu şöyle açıkladı “Bana cinlerden bir davetçi geldi. Onunla birlikte gittim. Onlara Kur’an okudum.”[9] CİNLERDEN KORUNMA DUASI Cinler, yaratılış özellikleri bakımından, gelişmiş imkânlara sahip olmalarına rağmen düşünce seviyeleri, şuur olarak genel anlamda insanlardan geridirler. Karakterleri insandan zayıftır. Olumsuz ve zararlı davranışlara daha fazla meyillidirler. Fakat iyileri, dindar ve faziletli olanları da vardır. Cinlerin önemli bir özelliği, mikrobun hasta beden üzerinde olumsuz etki yaptığı gibi, cinler de insanların zayıf bir yanından veya moral yönünden zayıf olduğu bir durumundan yararlanarak insana zarar vermeye çalışabilirler.[10] Ancak Allah’a güvenip dayanan ve O’nun iradesi dışında, bir varlığın başka bir varlığa zarar veremeyeceğine inanan kimseye cinlerden zarar gelmez. Nitekim Hz. Peygamber’in de, cinlerin insanı etkilemesine karşı “Âyetü’l- kürsî” ile “Felâk” ve “Nâs” sûrelerini okuduğu bilinmektedir.[11] Bu son iki sûreye “Muavvizeteyn iki koruyucu sûre” denir. Bu sûrelerde insanın cin, şeytan, görünen ve görünmeyen, insana zarar vermeye yönelen ne varsa hepsine karşı Yüce Allah’a sığınması tavsiye edilmektedir. Dipnotlar [1] Rahmân, 55/15. [2] Hicr, 15/26, 27. [3] En’âm, 6/130. [4] ez-Zâriyât, 51/56. [5] Neml, 27/39. [6] Neml, 27/40. [7] Sebe’, 34/12, 13. [8] Cin, 72/1-3. [9] Kurtubî, Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân, Beyrut 1967, XIX, 2 vd. [10] Ahmed Hulusi, Ruh-İnsan, 1972, s. 57-58. [11] Bk. Buhârî, Vekâle, 10, Tıb, 39, Fezâilü’l-Kur’ân, 10, 14; Tirmizî, Tıb, 16, Deavât, 21. Ebû Dâvud, Edeb, 98. Kaynak Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları MELEKLER, CİNLER VE İNSANLAR NEDEN YARATILMIŞTIR? İslam ve İhsan
Sual Bazıları mucizeye, keramete inanmıyorlar. Resulullah da gaybı bilemez diyorlar. Bu hususta âyet ve hadis yok mu da böyle diyorlar?CEVAPAllahü teâlâ bildirirse, Resulullah da gaybı, gelecekte olan şeyleri bilir. Peygamber efendimizin bildirilen gaybları bildiğini bildiren üç âyet meali de şöyledirAllah gaybı herkese bildirmez; ancak dilediği resul müstesna, [Mucize olarak ona bildirir.] Çünkü her peygamberin önünden ve ardından gözcüler [melekler] salar. [Cin 26, 27] Beydavi tefsiriAllah, müminleri bulunduğu şu durumda bırakmaz, temizi pisten ayırır. Allah size gaybı da bildirmez. Ama Allah Resullerden dilediğini seçip, ona gaybı bildirir. Artık Allah’a ve resullerine inanın, eğer iman eder, müttaki olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır. [Al-i İmran 179]O, gaybın bilgilerini [vahiy ile bildirilen gizli şeyleri sizden] esirgemez. [Tekvir 24]Resulullah efendimizin mucize olarak gelecekten haber verdiği Bir zaman gelecek diye başlayan hadis-i şeriflerden bazıları şunlardırBir zaman gelecek, insanlar, yalnız parayı düşünüp, helal haram düşünmeyecekler. [Buhari] Rüşvet, hediye adı altında verilecek, gözdağı için suçsuz kişiler öldürülecek. [İ. Gazali]Âmirler, imamlar, namazı öldürecek, vaktinden sonraya bırakacaklar. [Müslim] Peygamberim diyen yalancılar çıkacak, benden sonra peygamber gelmeyecek. [Mişkat] Peygamberim diyen birçok yalancı çıkmıştır.Sünnetimi öldürerek dini bozmaya çalışan kimseler çıkacak. [Deylemi]Allah’ın kitabının dışında uyacağımız bir şey yok diyenler çıkacaktır. [Ebu Davud]Kâfirler için gelmiş olan âyetleri, Müslümanları kötülemek için delil olarak kullanacaklar. [İbni Ömer] Vehhabiler, müşrikler hakkında inen âyetleri Müslümanlar için, rafiziler de münafıklar hakkında inen âyetleri Eshab-ı kiram için delil gösterdiler. Resulullahın mucizesi meydana çıktı.]Sünnet, bid’at gibi çirkin, bid’at da sünnet gibi rağbet görecek. Sünnete uyan garip olacak, yalnız kalacak. Bid’ate uyan, çok yardımcı bulacaktır. [Şir’a]Kur’an, dünyalık için okunacaktır. [Ebu Davud]Camilerde binden fazla kişi namaz kılacak, içlerinde bir mümin bulunmayacak. [Deylemi]Âlimler fitne unsuru olacak, camiler ve hâfızlar çoğalacak, ama hakiki âlim hiç bulunmayacak. [Ebu Nuaym]Sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacak. [Asakir]Din adamları, ince meseleleri ele alıp, halkı şaşırtacaklar. [Taberani]Din âlimi kalmayacak, din adamı yerine geçirilen cahiller, bilmeden fetva verecek, herkesi, doğru yoldan çıkarmaya çalışacak. [Buhari] Din adamları, halkın istediği yönde fetva verecek, helale haram, harama helal diyecekler, dini ticarete, menfaate alet edecekler. [Deylemi]Hacca, hükümdarlar [devlet başkanları] gezi için, zenginler ticaret, fakirler dilenmek, din görevlileri de gösteriş için gidecekler. [Hatib]Kişi dinini ve dünyasını ancak para ile ayakta tutabilecek, altını gümüşü [parası pulu] olmayan rahat edemeyecek. [Taberani]İnsanın bütün kaygısı midesi olacak, şerefi mal, kıblesi kadın, dini para olacak. [Sülemi] Her asır, öncekinden daha kötü olacak, böylece Kıyamete kadar hep bozulacak. [Hadika]İstanbul fethedilecektir. Bunların kumandanı ne güzel emir, askerleri ne güzel askerdir. [Hakim, İ. Ahmed, İ. Süyuti]Ey dağ, sallanma, üstünde bir peygamber, bir sıddık, iki de şehit var. [Buhari] Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman’ın şehit olacağını haber verdi. Ya Osman halife olacaksın, hilafet gömleğini çıkarmak isteyecekler, sakın çıkarma! O gün oruçlu olacak, benim yanımda iftar edeceksin. [Hâkim] Aynen vaki olmuştur.Erkekler azalacak, kadınlar çoğalacak. [Buhari] Anarşi ve ölüm çoğalacak. [İbni Mace] Kıyametin kopması ile ilgili hadis-i şeriflerErkek erkekle, kadın kadınla yetinmedikçe, kıyamet kopmayacak. [Hatib]Lutilik mubah sayılmadıkça kıyamet kopmayacak. [Deylemi] Deprem, fitne, katillik artmadıkça, kıyamet kopmayacak. [Buhari] Kardeşler farklı dinden olmadıkça kıyamet kopmayacak. [Deylemi] Kötüler dünyaya hâkim olmadıkça kıyamet kopmayacak. [Tirmizi] Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkça kıyamet kopmayacak. [Müslim] Allah’a inanan Müslüman kaldığı müddetçe kıyamet kopmayacak. [Müslim]Yukarıda bildirilen küçük alametlerin çoğu çıktı. Henüz çıkmamış olan küçük alametlerden bazıları şunlardırKişi yol kenarında kadınla beraber olacak. [Hâkim]Konuşan hayvanlar olacak. [Tirmizi]Kıyamet alametidir ki, erkek evde yokken kadının yaptıklarını ayakkabısı haber verecektir. [İ. Ahmed]Kıyametin büyük alametleri de şunlardırMehdi gelecek. [Ebu Nuaym]Deccal gelecek. [ Şeybe]İsa gökten inecek, duman çıkacak, Kâbe yıkılacak. [Buhari]Dabbet-ül-arz çıkacak [Tirmizi]Yecüc ve Mecüc çıkacak. [İbni Cerir]Ateş çıkacak, güneş batıdan doğacak. [Müslim]Güneşin batıdan doğmasını, bâtıniler, batılıların Müslüman olması diye tevil etmişlerse de, bu tevilleri bâtıldır. Çünkü hadis-i şerifte buyuruluyor ki Güneş batıdan doğmadıkça kıyamet kopmaz. Güneş batıdan doğunca, insanlar onu görür ve hepsi de iman ederler. Fakat bu imanları fayda vermez. [Buhari]Peygamber gaybı bilir mi?Sual Misyonerlere aldanan bir genç diyor ki Hazret-i Muhammed gaybı bilmezdi. Şu âyetler onun gaybı bilmediğini gösteriyor“De ki, ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımda demiyorum. Gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyedilene uyarım.” Enam 50“Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; onları Ondan başkası bilmez.” Enam 59“De ki gaybı ancak Allah bilir.” Yunus 20“De ki, göklerde ve yerde, Allah’tan başka kimse gaybı bilmez.” Neml 65“Allah gaybı kimseye bildirmez.” Cin 26Bu âyetler açıkça gösteriyor ki, peygamberin gelecek hakkında söyledikleri şeyler yanlıştır, gelecekten haber veren hadislerin hepsi uydurmadır, gerçekle asla ilgisi 19 cular, vehhabiler, Hansçılar, hep aynı şeyi söylerler. Cin suresindeki 26. âyeti yazıp 27. âyeti gizlerler. Âyetin tamamı şöyledirAllah gaybı herkese bildirmez; ancak dilediği Resul müstesna. [Mucize olarak ona bildirir.] Çünkü her Peygamberin önünden ve ardından gözcüler [melekler] salar. [Cin 26, 27] BeydaviPeygamber efendimizin bildirilen gaybları bildiğini bildiren iki âyet meali de şöyledirAllah, müminleri bulunduğu şu durumda bırakmaz, temizi pisten ayırır. Allah size gaybı da bildirmez. Ama Allah Resullerden dilediğini seçip, ona gaybı bildirir. Artık Allah’a ve resullerine inanın, eğer iman eder, müttaki olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır. [Al-i İmran 179]O, gaybın bilgilerini [vahiy ile bildirilen gizli şeyleri sizden] esirgemez. [Tekvir 24]Resulullah efendimizin gaybdan verdiği haberler çoktur. Bunlardan bir kısmını yukarıda kerimde mealen buyuruyor kiResulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının! [Haşr 7]O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez. [Necm 3,4]Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun! [Araf 158, Nur 54]Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur. [Nisa 80] Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır. [Ahzab 36]Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider. [Nisa 13,14]Kimi, ona [Resulüme] iman etti, kimi de, ondan yüz çevirdi. Bunlara çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette ateşe atacağız. [Nisa 55-56] Resulullah, mucize olarak kıyamet alametlerini, mesela Hazret-i İsa’nın, Hazret-i Mehdi’nin, Deccal’in geleceklerini ve hadis-i şerifleri inkâr edecek sapıkların da çıkacağını bildirmiştir. İki hadis-i şerif mealiBir zaman gelecek, beni yalanlayanlar çıkacaktır. “Hadisi bırak, Kur'ana bak” diyeceklerdir. [Ebu Ya’la]Allah’ın kitabının dışında uyacağımız bir şey yok diyenler çıkacaktır. [Ebu Davud]
cinlerin gelecekten haber vermesi ile ilgili ayet